Please contact us; WhatsApp : +90(533) 312 54 29

E-posta: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Peritonit Nedir ?

Peritonit; Periton zarının (karın zarı) iltihaplanmasıdır. 

Nasıl Peritonit Oluruz? 

Peritonit, mikropların periton boşluğuna ulaşmaları sonucunda meydana gelir. Mikropların periton boşluğuna ulaşmaları farklı yollardan olabilir; 

1- Steril bağlantılara dokunma: Periton boşluğu steril, yani mikropsuzdur. Bu nedenle periton boşluğu ile temas edecek her şeyin de mikropsuz olması gerekir.
Steril bağlantı, transfer setin ucu, diyaliz torbasının bağlantı ucu, mini kapağın iç kısmı, steril gazlı bezler, steril olan ve dokunulmaması gereken malzemelerdir. 

2- Kateter çıkış yeri iltihabı: Kateter çıkış yeri iltihabı sırasında mikroplar kateter yolu boyunca ilerleyip kann boşluğuna ulaşabilir ve peritonite neden olur. Bu nedenle kateter çıkış yeri pansumanının düzenli yapılması ÇOK ÖNEMLİDİR. 

3-
 Diyaliz işlemi sırasında öksürmek-aksırmak: Ağız veya burnumuzda bulunan mikroplar öksürme, aksırma ile bağlantı yerine, oradan periton boşluğuna ulaşıp peritonite neden olabilir.
Bu nedenle diyaliz işlemi sırasında maske takılması ÇOK ÖNEMLİDİR. 

4- 
Ellerin yetersiz yıkanması 

5- Kateterde veya kullanılan diyaliz sıvısının torbasında delinme. Diyaliz işleminden önce daima torbada delik olup olmadığı kontrol edilmelidir. 





Peritonit Olduğumuzu Nasıl Anlarız? 

Peritonit olduğumuzu gösteren 4 belirti vardır. Bu dört belirtinin iyi bilinmesi çok önemlidir. 
1- Karından boşaltılan sıvının bulanık olması; Diyaliz işlemini tamamladıktan sonra mutlaka çıkan sıvıyı bulanıklık açısından kontrol edin. Çıkan sıvının bulanık olması peritonit işareti olabilir. Bu durumda mutlaka bağlı bulunduğunuz hastanenize haber veriniz.
Unutmayın! Bulanık sıvı peritonit demektir. 
2- Karın ağrısı; Karın ağrısı peritonit belirtisi olabilir. 
3- Bulantı kusma, 
4- Yüksek ateş; Yüksek ateş, vücutta bir enfeksiyon göstergesidir.Bu durumda çıkan sıvı daha dikkatlice gözlenmelidir 



Yukarıda belirtilen durumlardan bir veya ikisi ile karşılaşıldığında mutlaka bağlı bulunduğunuz merkeze başvurulmalıdır. Eğer çıkan sıvı bulanıksa diğer belirtiler yoksa bile, diyaliz işlemi tamamlandıktan sonra hastaneye gidilmelidir. 
Bulanık sıvı atılmadan hastaneye getirilmelidir. 
Peritonit tedavi edilmediği zaman ciddi bir hastalığa dönüşebilir. 
Bu nedenle peritonit belirtileri olan 
* BULANIK SIVI 
* KARIN AĞRISI 
* BULANTI, KUSMA 
* ATEŞ göz ardı edilmemelidir. 

Peritonit sırasında karından boşaltılan sıvı bulanıklaşır. Ancak bazı durumlar da çıkan sıvının görünümünün normalden farklı olmasına neden olabilir. Bunlar; 
Fibrin: Diyaliz işlemi sırasında zaman zaman karından boşaltılan sıvıda beyaz renkli ve pamuk ipliğini andıran küçük tortular görülebilir. Buna fibrin denir. Bu tortular, kateterin deliklerinin tıkanmasına ve sonuçta diyaliz işlemi sırasında sıvı verirken veya boşaltırken problem yaşanmasına neden olabilir. 

 

 

       

BERRAK

BULANIK

TORTULU

KANLI

Çıkan sıvıda fibrin görüldüğünde merkezinizi aramayı unutmayın. Karından boşaltılan sıvının bulanık mı, tortulu mu olduğunun ayırt edilmesi önemlidir. 
Bunun için yapılması gereken; Boşaltma torbasının altına yazılı herhangi bir kağıt yerleştirildiğinde yazılar net olarak okunabiliyorsa sıvınız berrak, okunamıyorsa sıvınız bulanık demektir. 
Boşaltma torbasında küçük tortular varsa ancak altta kalan yazılar okunabiliyorsa fibrin var demektir. 
Kanlı Diyaliz Torbası; Eğer karından boşaltılan sıvı pembe renkli bir görünümde ise çıkan sıvı kanlı demektir. Karın zarınızdan az miktarda kanama önemli değildir. 
Kadınlarda adet dönemlerinde çıkan sıvı hafif pembe renkte olabilir. Bunun yanında aktif egzersiz yapıldığında, ağır kaldırıldığında, şiddetli öksürme sırasında karın zarında hafif kanama meydana gelebilir. 
Ancak kanlı sıvı gelmesi gün boyunca devam ediyorsa mutlaka merkezinizi arayınız. 

Karından boşaltılan sıvıda herzamankinden farklılık söz konusu ise,
bulanıklıktan şüphe ediyorsanız ve bu konuda endişe taşıyorsanız
mutlaka merkezinizi aramalısınız
.

 

 

 

 

Periton Diyalizinde Kemik Hastalığı

KEMİKLERİMİZİ NASIL KORURUZ ? 

Vücudumuzu ayakta tutan ve hareketlerimizi sağlayan temel direk, kemiklerin oluşturduğu iskelettir. Bu iskelet; 

- Güçlü ama hafif
- Hem oynak, hem sabit
- Mükemmel bir yapı
- Mükemmel bir binadır. 

Bu binanın yapı taşlan Kalsiyum-Fosfor ve D Vitaminidir. Kalsiyum Kemiklerin ve dişlerin sertliğini, kaslarımızın kasılmasını sağlayan önemli bir maddedir. Başta süt, peynir, yoğurt olmak üzere değişik gıdalarla alınır. 

Fosfor 

Kalsiyumla beraber kemik ve dişlerin yapısında yer alan önemli bir maddedir. 

Kuru fasulye, bezelye, süt, peynir, yoğurt, kırmızı et, dondurma,vb. gıdalardan alınır. 

D- VİTAMİNİ 

Gıdalarla alınan kalsiyumun barsaklardan emilmesini sağlar. Ancak böbrek yetmezliği olan hastalarda, böbrekten salgılanan D vitamini yeterli miktarda olmadığı için kalsiyum eksikliği sık görülür. 

Kandaki Fosfor miktarı çok yüksek olursa, kalsiyum seviyesi düşer. Vücut bozulan dengeyi sağlamak için harekete geçer ve kemiklerden kana kalsiyum çekilir. 

Böylece kemiklerde kalsiyum azalır ve yaygın kemik ağrıları, kırılmaları oluşur. Çocuklarda kemik gelişimi bozulur; böylece boy kısalığı ve gelişme geriliği görülür. Kandaki fosfor ve kalsiyum sürekli bir denge içerisinde bulunmaktadır. Bu dengenin korunması için, fosfor ve kalsiyumun belli değerlerde tutulması gerekmektedir. 

Diyaliz işlemi ile fosforun atılması yeterli miktarlarda değildir. Bu nedenle, fosforun kanda yükselmesini önlemek için fosfor bağlayıcı diye adlandırılan ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar besinlerdeki fosforu kendilerine bağlayarak emilimini engeller. 

Kalsiyum karbonat veya Kalsiyum asetat gibi fosfor bağlayıcı ilaçlar yemeklerle birlikte alınmaları gereklidir.

Periton Diyalizi ve Diyabet (Şeker Hastalığı)

Diyabet, vücudun kan şekeri düzeyini normal sınırlar içinde tutma yeteneğini kaybetmesidir. Kan şekeri miktarını kontrol eden maddeye Insülin adı verilir. 

Şeker hastalığında vücut ya hiç insülin salgılayamaz, ya da yetersiz insülin salgılar veya salgıladığı insülini gerektiği şekilde kullanamaz. 

Diyabet Vücudumuzu Nasıl Etkiler? 
Diyabet, kalp, böbrekler, gözler ve beyin de dahil olmak üzere vücudunuzun birçok bölümüne zarar verebilir. 

* Kan damarlarının yüksek şeker nedeniyle hasar görmesi, yaraların daha geç iyileşmesine neden olabilir. 
* Diyabetin böbreklere verdiği zarar nedeniyle size önerilen tedavi seçeneklerinden biri de PERİTON DlYALlZl' dir. 
* Periton Diyalizi işlemine ilişkin uygulamalar, diyabeti olmayan böbrek hastalarıyla aynıdır. 
* Diyaliz torba değişimi gün boyunca ana öğünlere (kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerine) rastlayacak şekilde yapılır. Son değişim gece yapıldıkdan sonra, hafif yiyecekler alınmalıdır. 

DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER 

* Kan şekerinin yüksek olması vücudun bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu da periton diyalizi uygulayan diyabet hastalarında enfeksiyon riskini arttırabilir. 




Kateter Çıkış Yeri Bakımı 
* Diyabetin kan damarlarına yaptığı hasar, kan dolaşımını bozduğu için, ciltteki kesik ve yaraların yavaş iyileşmesine neden olur. 
* Bu nedenle kateter çıkış yeri bakımı düzenli olarak, öğretilen şekilde ve sıklıkta yapılmalıdır. 



Peritonite Yatkınlık 
Kan şekerinin yüksek olması, kişinin bağışıklık sistemini zayıflatır. Ağızda, ayaklarda, akciğerlerde, mesanede, üreme organlarında, deride enfeksiyona neden olabilir. Tüm bunların peritonite yol açabileceği düşünülerek böyle bir durumla karşılaşıldığında MUTLAKA merkezinize ulaşmalısınız. 

Öğretilenlere bağlı kaldığınız sürece (hijyen, asepsi, el yıkama, dikkatli uygulama, kateter çıkış yeri pansumanı gibi) sorunsuz ve rahat bir diyaliz sağlanabilir. 


Ayak Bakımı Diyabet hastalan ayak bakımına dikkat etmelidir. 
* Ayaklarınızı her gün kontrol edin. Herhangi bir yara, ayaklarınızda veya parmaklarınızda herhangi bir değişiklik ( renk, sıcaklık veya biçim değişikliği ) olup olmadığını kontrol edin. 
* Ayaklarınızı her gün yumuşak bir sabun ve ılık su ile yıkayın. Özellikle parmak aralarınızı iyice kurulayın. Mantar enfeksiyonunu önlemek bakımından önemlidir. 
* Ayak tırnaklarınızın bakımına özen gösterin. Tırnaklarınızı banyodan sonra, yumuşak iken, düz biçimde kesin. Derin kesimlerden kaçının. 
* Ayaklarınızdaki nasırlara ve sertleşmiş deri bölümlerine dikkat edin. Kesinlikle kesici alet kullanmayın, ılık su ile yumuşatarak temizleyin. 
* Ayaklarınızı koruyun, asla çıplak ayakla dolaşmayın, yumuşak, pamuklu-yünlü çoraplar giyin. 
* Ayak dolaşımınızı güçlendirin. Her gün yürüyüş ve ayak egzersizleri yapın. Ayağınızı sıkmayan, yüksek olmayan, önü kapalı ve rahat ayakkabılar giyin. 
* Ayakla ilgili sorunlarınızı sağlık ekibi ile daima paylaşın. 

Cilt Bakımı * Yumuşak sabun ve ılık su kullanarak, sık sık duş şeklinde banyo yapın. 
* Cildinizde çizik, morarma, yara oluşmamasına dikkat edin. 
* Elinizi yaralayabilecek işler yaparken eldiven giyin. 
* Soğuk havalarda cildinizi soğuktan koruyacak giyisiler giyin, sıcak havalarda güneş ışınlarından korunun. 

Hareket ve Egzersiz Neden Gereklidir
* Hareket ve egzersiz kanınızdaki şekerin daha iyi kontrol edilmesine yardımcı olur. 
* Vücut kilonuzun ayarlanmasına yardımcı olur. 
* Genel sağlığınızı olumlu yönde etkiler. Fiziksel ve ruhsal olarak kendinizi daha iyi his setmenizi sağlar. 
* Kendinize uygun aktiviteyi yapmalısınız. Yapacağınız her aktivite yaşam kalitenize bir kazançtır, (ev işi, bahçe işi egzersiz sayılır.) 
* Egzersizler içinde en kolay olanı yürüyüş yapmaktır. Temiz havada, uygun olan her fırsatta yürüyüş yapmakta yarar vardır. 
* Yemeklerden 1 saat kadar sonra yürüyüş yapılmalıdır. 
* Ayrıca yavaş koşu ve bisiklete binmek sizin için yararlıdır. 

İnsülin Şeker hastalarında kandaki ve diyaliz sıvısındaki şekeri dengelemek amacıyla kullanılır. 
Diyaliz sıvısı içine veya deri altına uygulanabilir. 
Periton Diyalizi sıvısı içine uygulanan, kristaüze insülindir (Berrak olan). 

İnsülin Kullanırken Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Noktalar 
* İnsülini soğuk bir yerde, tercihen buzdolabının kapağında saklayın. 
* Insülini hiç bir zaman dondurmayın. 
* Insülini direkt güneş ışığında bırakmayın. 
* Buzdolabında daima yedek İnsülin bulundurun. 
* Yolculuğa çıktığınızda buz kalıpları içinde, el çantanızda yedek İnsülin bulundurun. 

Ne kadar İnsüline İhtiyacınız Var? 
* Her diyabetlinin İnsülin ihtiyacı farklıdır. Merkeziniz size ne kadar insüline ihtiyacınız olduğunu bildirecektir. Bu da pek çok faktöre bağlıdır. 
Bunlar: 
* Vücut ağırlığınız 
* Vücut yapınız (vücudunuzdaki yağ ve kas miktarı) 
* Fiziksel aktivite düzeyiniz 
* Yediğiniz besin miktarı 
* Genel sağlık durumunuz 
* Duygusal durumunuz 
* Karşılaştığınız stres oranı 
* Kullandığınız ilaçlar 
* Diğer hastalıklarınız 
* Kullandığınız diyaliz sıvısının şeker yoğunluğu. 


İhtiyaçlarınıza ve yaşam biçiminize en uygun İnsülin tedavi programınız PD merkezince belirlenecektir.


PERİTON DİYALİZİ SIVISINA İNSÜLİN UYGULANMASI 

Hastanede eğitim sırasında öğrenildiği şekilde periton diyaliz sıvısı içine insülini kendiniz hazırlayıp koyabilirsiniz. 

İnsülin Uygulama Tekniği Nasıl Olmalı? 

Diyaliz işlemine başlamadan önce; 
* İlacınızın son kullanma tarihini kontrol edin ( son kullanma tarihi geçmiş insülini kullanmayın) 
* Tavsiye edilen dozu kontrol edin. 
* İlaç şişesinde renk değişikliği, tortu veya bulanıklık olmamasına dikkat edin. 

Torbaya İnsülin uygulaması, drenaj işlemi bitip setlerin yıkanması tamamlandıktan sonra yapılmalıdır. 
1-) İşleme başlamadan önce ellerinize antiseptik solüsyon uygulayın. 
2-) İnsülin şişesini hafifçe alt üst yaparak sallayın. 
3-) Lastik tıpanın üstündeki koruyucu kapağı açın. 
4-) İnsülin şişesinin üzerini ve diyaliz sıvısının ilaç uygulama yerini antiseptik bir solüsyonla temizleyin. 
5-) İnsülin enjektörünü açın, önerilen miktarda ilacı enjektöre çekin. 
6-) Enjektör içindeki hava kabarcıklarını kontof edin. Doğru miktarda ilaç çektiğinizden emin olun (Bu işlemleri drenaj aşamasında yapabilirsiniz). 
7-) Diyaliz sıvısının ilaç uygulama kısmından insülini torba içine verin. Bu işlem sırasında torba delinmemelidir. Kaza ile delinen torbalar kesinlikle kullanılmamalıdır. 
8-) İğne ucunu çıkartmadan enjektörün pistonunu 1 -2 kez çekip tekrar itin. 
9-) İlacın karışması için diyaliz torbasını hafifçe çalkalayın. 
10-) Kalan İnsülin buzdolabında muhafaza edilmek koşulu ile tekrar kullanılabilir. 


Periton Diyalizi Sıvısına İlaç Uygulanması 

 

Elinize antiseptik solüsyon uygulayın

Enjektörün ambalajını ucundan açınız
Enjektör ve iğnesini ortasından tutunuz.

Enjektör ve İğneyi, açık uçlarına dokunmadan, karşılıklı getirerek birleştiriniz ve masanın üzerine bırakınız.

             

                       



İlaç şişesinin metal kapağını kaldırarak lastik kısmı antiseptik solüsyonla siliniz. 



Diyaliz sıvısının ilaç uygulama kısmını antiseptik solüsyonla siliniz. 



Uygun miktarda İlacı enjektöre çekiniz. Enjektörde hava kabarcığı olmamasına dikkat ederek ilaç dozunu tekrar kontrol ediniz ve iğnenin ucuna koruyucu kapağı takarak, enjektörü masanın üzerine bırakınız. 


Enjektöre çektiğiniz ilacı lastik uçtan sıvı torbasına veriniz. İğne ucunu çıkartmadan enjektör pistonunu 1-2 kez çekip tekrar itiniz ve ilacın karışması için diyaliz torbasını hafifçe çalkalayınız. 



Diyabetik Periton Diyalizi Hastalarında Beslenme

* Uygun zamanlarda ve size önerilen şekilde beslenmenize dikkat edin. Yemeklerinizi diyaliz işleminden yarım saat sonra yiyin. Gece diyalizinizden sonra hafif birşeyler atıştırmayı unutmayın, 
* Yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterin. 
* İdeal vücut ağırlığınızı koruyun. 
* Öğün atlamayın. Yemekleri zamanında ve önerilen miktarlarda tüketin. Ev dışında yemek yediğiniz zaman veya içeriğini bilemediğiniz yiyecekleri merkezinize danışın. 
* İnsülin ve ilaçlarınızı zamanında kullanın. 
* Önerilen fizik aktiviteleri yapmaya gayret edin. 
* Kesinlikle sigara kullanmayın. 


ÖNEMLİ

* Peritonit, kateter çıkış yeri enfeksiyonu, ishal, soğuk algınlığı, diş iltihabı gibi durumlarda kan şekeri normal sınırların dışına çıkabilir. 
* Böyle durumlarda hipoglisemi (kan şekerinin çok düşmesi) veya hiperglisemi (kan şekerinin çok yükselmesi) ile karşılaşabilirsiniz. 
* Kan şekerinizi merkezinizin önerdiği sıklıkta kontrol etmeyi ihmal etmeyin. Her zamankinden farklı sonuçla karşılaşırsanız MUTLAKA merkezinizi arayın.

Periton Diyalizinde Anemi (Kansızlık)

Nedenleri: 
Sağlıklı böbreğin en önemli görevlerinden birisi de kan yapımında gerekli olan eritropoetin hormonunun yapımıdır. Böbreklerin çalışmaması nedeniyle bu hormonun üretiminin azalması, kansızlığa neden olabilir. 

Bunun yanında; 
* Demir eksikliği 
* B12 vitamininin eksikliği 
* Enfeksiyon varlığı 
* Diyetle yeterli miktarda demir içeren besinlerin alınamaması da kansızlığa neden olabilir. 

KANSIZLIĞI NASIL TANIYABİLİRİZ ? 

BELİRTİLER: 

* Halsizlik ve çabuk yorulma, 
* Renk solukluğu, 
* Kalp atım hızında artış olması (Taşikardi), 
* Uyku hali ve üşüme, 

NELER YAPILABİLİR ? 
Yeterli ve doğru beslenilmeli, (yeterli protein alınmalı, çay kahve, sigara, alkol vb. demirin değerini azaltan yiyeceklerden uzak durulmalı) Demir eksikliği saptanmışsa merkezinizce önerilen, demir içeren ilaçlar düzenli kullanılmalıdır. 

DİKKAT !!!!!

BELİRTİLERDEN HERHANGİ BİRİSİNİ FARKETTİĞİNİZ ZAMAN HEMEN MERKEZİNİZİ ARAYINIZ.

Periton Diyalizinde Sıvı Dengesi ve Beslenme

Sağlıklı böbreklerin en önemli görevlerinden biri, vücudumuzda bulunan, yiyecek ve içeceklerle aldığımız sıvının fazlasını, vücudumuzdan uzaklaştırmaktır. 

Böbreklerimiz çalışamaz hale geldiğinde, gıdalarla aldığımız sıvı, vücutta birikmeye başlar. 
Bu nedenle diyaliz tedavisi sırasında, aldığımız ve çıkardığımız sıvıyı dengelememiz çok önemlidir. 
Periton diyalizi ile bir miktar sıvı vücudumuzdan uzaklaştırılır. Ancak bu sıvının ne kadar olduğunu ölçmemiz ve alacağımız sıvının ne kadar olması gerektiğini hesaplamamız gereklidir. 


Her Gün Vücut Kilonuzu Ölçün 
Vücut ağırlığımız iki kısımdan meydana gelir. 

* Kuru ağırlık ve 
* SU 
Kuru ağırlık denilince akla kemiklerimiz, kaslarımız gelir. 
Kuru ağırlık genellikle sabittir, ancak, çok fazla yemek yenildiği zaman belirli bir süre sonra artar. 
Su kilosu vücudumuzda bulunan kan, plazma, idrar gibi kısımlardan ibarettir. 
Su kilosu çok fazla sıvı gıdalar alındığında artar. 
Vücut ağırlığınız her gün yaklaşık olarak aynı olmalıdır. Zaman içerisinde bir miktar kilo alabilirsiniz. Bu kuru ağırlığınızın arttığını gösterir. 

1- Her sabah, mümkün olduğunca aynı tür giysilerle tartılıp, defterinize kaydedin. Kilonuzda ani değişmelerin olması vücudunuzda sıvı toplandığını işaret eder. Bu durumda merkezinizi bilgilendirmeyi ihmal etmeyin. 


2- Her gün ödem kontrolü yapılmalıdır; 
Vücutta aşırı sıvı birikmesi ellerde, ayaklarda, yüzde şişmeye (ödem) neden olur. 
3- Her gün en az bir kez tansiyonunuzu ölçün. Yüksek tansiyon vücudunuzda aşırı sıvı birikiminin göstergesi olabilir. 
4- Aldığınız sıvı gıdalara dikkat edin. Gün içinde ne kadar sıvı almanız gerektiğini eğitim sırasında diyaliz hemşireniz size anlatacaktır. Vücudumuzdaki sıvının gerek fazlalığı, gerekse eksikliği zararlı etkilere yol açar. 


HİPERVOLEMİ NEDİR?

Vücutta aşırı sıvı birikimine (hipervolemi) adı verilir. Fazla sıvı çeşitli nedenlerle vücutta birikebilir. 

* Hipervoleminin en önemli nedenlerinden biri tuz alınmasıdır. Tuz bir taraftan vücutta suyun tutulmasına neden olurken, diğer taraftan susuzluk hissini arttırarak fazla sıvı almanıza neden olur. 
* Karın içinde bulunan kateter yer değiştirmiş olabilir ve sıvının tamamının boşalmasını engelleyebilir. Sürekli içerde biriken sıvı, vücut tarafından emilerek hipervolemiye neden olabilir. 
* Zaman içinde idrar miktarında azalma ve kaybolma olmasına rağmen aynı miktarda sıvı alımına devam edilmesi, hipervolemiye yol açabilir. Böyle bir durumda, idrar miktarındaki azalmaya paralel olarak ağızdan alınan sıvı miktarı azaltılmalıdır. 

Hipervoleminin Belirtileri; 
Göz etrafında ve ayak bileklerinde şişme 

* Kilo artışı 
* Tansiyonun yükselmesi
* Ayak bileklerinde, ellerde ve göz etrafında ödem 
* Nefes almada güçlük; Merdiven çıkarken zorlanma, yatarken fazla yastığa ihtiyaç duyma. 




Hipervolemi Oluşunca Neler Yapılır? 


* Tuz alımını tamamen kesiniz 
* Sıvı gıdaların alımını azaltınız 
* Çıkan diyaliz solüsyon miktarınızı, tansiyon, vücut ağırlığınızı ve varsa 24 saatlik idrar miktarınızı ölçünüz. 
* Vücudunuzda ödem kontrolü yapınız. 



Ödem Kontrolü: 
Ayak; ayak bileği çevresinde şişlik, ayakkabının rahat giyilememesi, 
Eller; parmaklarınıza taktığınız yüzüğün sizi rahatsız etmesi, 
Gözler; göz kapaklarınız şişmiş ve göz altında torbalar oluşmuşsa, göz çevresindeki kırışıklıklarda düzelme varsa ödem söz konusudur. 




HİPOVOLEMİ NEDİR?

Vücutta aşın sıvı kaybına (hipovolemi) denir. Hipovoleminin nedenleri; 
* Az miktarda sıvı alımı 
* Vücuttan fazla sıvı çekilmesi 
* İshal, bulantı, kusma ile vücuttan sıvı kaybı 



Hipovolemi Belirtileri; 

* Kilonuzda ani düşme 
* Tansiyonunuzda düşme 
* Baş dönmesi 
* Halsizlik 
* Kramplar 
* Ağız Kuruluğu 





Hipovolemi Oluşunca Neler Yapılmalıdır? 
Mutlaka merkezinize danışınız. 


DİKKAT!!!


1. Her sabah tansiyonunuzu ve kilonuzu kontrol ediniz, 
2. Sıvı dengesizliği belirtilerine dikkat ediniz. (Ödem, çarpıntı, halsizlik, baş dönmesi) 
3. Sıvı ve tuz alımına dikkat ediniz. 
4. Önerilen yoğunlukta solüsyon kullanınız. 


PERİTON DİYALİZİNDE BESLENME


DİYET; Yenilmesi ve içilmesi gereken maddelerin çeşidine ve miktarına denir. Diyetin yeterli ve dengeli olması gerekir. Her insanın diyeti farklıdır ve kendine özgüdür. 
Kendi diyetimizi düzenli biçimde uygularsak, diyalizimizi daha sağlıklı biçimde sürdürebiliriz. 


DİYET BİZİM İÇİN NEDEN GEREKLİDİR?

Yaşamımızı sürdürebilmek için, yeterli ve dengeli bir diyet uygulamamız gereklidir. Aldığımız gıdaların sindirilmesi sonucunda vücutta artık ve zararlı maddeler oluşur. Bu maddeleri en aza indirmek için diyetimizin düzenlenmesi gerekmektedir. 

DİYETİMİZDE YER ALAN MADDELER NELERDİR?


PROTEİN 
Büyüme ve gelişmenin sağlanması ve sürdürülmesi dokuların onarımı ve vücut savunması için en önemli olan besin türüdür. 

Neden Proteine İhtiyacımız Var? Vücudumuzdaki atık ve zararlı maddeleri uzaklaştırmak için diyaliz uyguluyoruz. Ancak, diyalizle istemediğimiz halde vücudumuzdan bir miktar protein de atılmaktadır. 
OYSA protein bizim için çok önemlidir. Bu nedenle, periton diyalizi ile kaybettiğimiz proteini yerine koymak için, bol protein içeren yiyeceklerden yeterli miktarda kullanmalıyız. 

Protein Bakımından Zengin Yiyecekler Hangileridir ? 
Et, Balık, Tavuk, Hindi, Süt, Yoğurt, Peynir, Yumurta, Fasulye, Mercimek v.b. 

KARBONHİDRAT 
Karbonhidratlar vücuda enerji sağlamak için kullanılır ve bitkisel gıdalarda (tahıllarda) fazla miktarda bulunurlar. 
Diyaliz sıvısının içinde yoğun bir karbonhidrat kaynağı olan şeker vardır ve bu şekerin bir kısmı vücudumuz tarafından emilmektedir. Bu da vücudumuza ekstra bir enerji verir ve şişmanlığa neden olur. 
Bu nedenle diyaliz uygularken gereğinden fazla karbonhidrat içeren gıdalardan almamalıyız. 

Karbonhidrat Bakımından Zengin Yiyecekler Hangileridir? 

Şeker, Bal, Reçel, Ekmek, Makarna, Bisküvi, Pirinç, Patates, Nişasta 

Gıdalarla aldığımız bazı maddeler vardır ki bunlar diyalizle vücuttan yeterli miktarda uzaklaştırılamaya-bilir. Bunlar FOSFOR ve TUZ dur. 

FOSFOR 
Fosfordan yüksek yiyecekler, aynı zamanda proteinden de yüksek yiyeceklerdir. Proteinli diyetle birlikte alacağımız fosforun fazlasını vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, doktorun önerdiği FOSFAT BAĞLAYICI da denilen bazı ilaçları, (Kalsiyum karbonat vb.) düzenli şekilde kullanmak çok önemlidir. 
İlacınızı yemekten hemen önce veya yemeğe başladığınızda almayı unutmayın. Bu ilaçlan düzenli aldığınız zaman fazla fosforun kemiklerimiz üzerindeki olumsuz etkileri önlenmiş olacaktır. 

TUZ 
Fazla tuzlu yiyecekler yediğimizde susarız. Fazla su içtiğimizde ise vücudumuzda sıvı birikir. Bu da ayaklarımızda, ellerimizde, yüzümüzde şişmeye, tansiyonumuzda yükselmeye neden olur. Bu nedenle de tuzlu yiyeceklerden (salamura, turşu, zeytin, konserve vb) ve tuzlu yemeklerden uzak durmamız gerekir. Ayrıca diyet tuzlar da kullanılmamalıdır. 

YAĞ Enerji kaynağıdır. Vücudumuzda bazı vitaminlerin (A,D, E, K) kullanılması için gereklidir. Bunun için tereyağ, margarin, iç yağı gibi katı yağların yerine zeytin yağı, mısır özü ve ayçiçek yağı kullanılmalıdır. (Resim 11/5) 

POTASYUM 
Vücut sıvılarının dengesinin korunmasında ve normal vücut faaliyeti için gereklidir. Periton diyalizi hastasında ağızdan alınan potasyumun öğünlere dağıtılmasına ve bir öğünde fazla potasyum alınmamasına dikkat edilmelidir. Kanda potasyumun yükselmesi kalbinizi ve adelelerinizi güçsüz, zayıf bırakacaktır. 

Potasyumdan yüksek yiyecekler şunlardır: 
Ispanak, semizotu, pazı, asma yaprağı, karalahana, patates, havuç, mantar gibi sebzeler; 
Muz, kavun, kayısı, kiwi, böğürtlen, kuru meyveler (kurukayısı, kuru incir, kuru erik vb) gibi meyveler; 
Çikolata, kahve, kakao, nescafe, pekmez, bulgur gibi diğer yiyecekler. (Resim 11/6) 


ÖNEMLİ BİLGİLER


* Diyaliz sırasında kaybettiğiniz proteinin büyük kısmı ALBUMİN dediğimiz bir proteindir. Albumin en çok yumurta akında bulunur. Bunun için her gün 2 yumurta akı yemeniz gereklidir. 
* Pişirme yöntemi olarak kızartma ve kavurma yöntemini hiç kullanmayınız. 
* İştahsız olduğunuz zaman, yiyeceklerinize tad verecek pul biber, kuru nane, kuru kekik, sarmısak, sirke, vanilya gibi çeşni verici yiyecekleri kullanınız. 
* Kandaki potasyum yüksekse, sebzelerinizi küçük küçük doğrayınız ve haşlayıp suyunu dökünüz. Sonra yağ veya etle tekrar pişiriniz. 
* Kabızlık çekiyorsanız, sabah Ük önce bir çay bardağı kadar ılık, az şekerli (l çay kaşığı ) su içiniz. Yiyebildiğiniz sebze ve meyvaları mümkün olduğu kadar kabuğuyla yiyiniz. 

UNUTMAYINIZ!!! 

PD UYGULARKEN 
BOL PROTEİNLİ BOL LİFLİ gıdalar yiyin 

Ancak 

TUZU ÇOK OLAN 
ŞİŞMANLATICI (Karbonhidratlı,yağlı) gıdalardan uzak durun.

Diyaliz ve Yaşam

1- DİYALİZ HASTALARI İŞLERİNE DEVAM EDEBİLİR Mİ? 

Evet, diyalize başladıktan kısa bir süre sonra yeniden işinize dönebilirsiniz. Sağlık ekibinize danışıp ne zaman işe başlayabileceğiniz hakkında bilgi edinebilirsiniz. Ayrıca işvereninizle konuşarak çalışma saatlerinizi ve iş yoğunluğunuzu düzenleyebilirsiniz. Eğer çiftli torba değişimi yapıyorsanız, iş yerinizde değişim yapabileceğiniz uygun bir yer ayarlamalısınız. 

2- DİYALİZ HASTALARI EĞİTİMLERİNE DEVAM EDEBİLİR Mİ? 

Evet, böbrek yetmezliği olan okul çağı çocukları veya üniversite öğrencileri diyalize başladıktan kısa bir süre sonra yeniden eğitimlerine devam edebilirler. Eğer çiftli torba değişimi yapıyorsanız okul idaresi ile konuşarak değişim yapabileceğiniz uygun bir yer ayarlayabilirsiniz. 

3- DİYALİZ HASTALARI SEYAHAT EDEBİLİRLER Mİ? 

Evet, diyaliz hastası olmanız seyahat yapmanıza engel değildir. Bir seyahat planı yaparken dikkat edecekleriniz, 

* Doktor ve hemşirenizin onayını alınız. 
* Gideceğiniz yerde, ulaşabileceğiniz sağlık merkezlerini Öğreniniz. 
* Yanınıza mutlaka yeterli miktarda kullandığınız diyaliz malzemesini alınız. 

4- DİYALİZ HASTALARI SEKS HAYATLARINA DEVAM EDEBİLİRLER Mİ? 

Evet, diyaliz hastası olmak seks yaşantınızda pek fazla sınırlama getirmez. Bayan hastaların hamile kalmamaları için doğum kontrol yöntemlerinden birini kullanmaları uygundur. Bu konu ile ilgili problemlerinizi ve merak ettiklerinizi doktorunuz ve de hemşireniz ile konuşabilirsiniz. 

5- DİYALİZ HASTALARI YÜZEBİLİRLER Mİ? 

Evet, kateter çıkış yerinizde herhangi bir problem yoksa, temizliğinden emin olduğunuz denizde (sabahları) kalabalık olmayan yerlerde yüzebilirsiniz. Doktorunuz ve hemşirenizle görüşerek bu konu ile ilgili almanız gereken önlemleri ve yapmanız gerekenleri ayrıntılı olarak öğreniniz 

6- DİYALİZ HASTALARI EGZERSİZ YAPABİLİRLER Mİ? 

Evet, doktor ve hemşirenizin onayını alarak egzersiz planı yapabilirsiniz. Yapacağınız egzersiz planında dikkat edecekleriniz, 

* Sürekli yapabileceğiniz bir aktivite olması Ör: Yürüyüş, yüzme, bisiklete binme, 
* En az haftada üç gün egzersiz yapmalısınız. (Pazartesi, çarşamba, cuma) 
* Egzersiz süresini 5 dakika ile başlayıp yavaş yavaş arttırarak 30-45 dakikaya yükseltebilirsiniz. 
* Egzersize başladığınız ilk günlerde yanınızda bir arkadaş bulundurunuz. 

Ne zaman egzersiz yapmalıyım? 

* Yemekten sonra bir saat bekleyiniz 
* Çok sıcak günlerde egzersizden sakınınız. 
* Sabah ve akşam saatleri egzersiz için en uygun saatlerdir. 
* Uyku zamanından bir saat önce egzersiz yapmayınız. 

Ne zaman egzersiz yapmayı durdurmalıyım? 

* Kendinizi çok yorulmuş hissediyorsanız, 
* Kısa kısa nefes alıyorsanız, 
* Kalp atışlarınız hızlı ve düzensiz ise, 
* Midenizde ağrı hissediyorsanız, 
* Bacaklarınızda kramp oluşmuşsa 
* Göz kararması varsa, egzersiz yapmayı durdurmalısınız. 

Egzersiz yapmamamız gereken zamanlar var mıdır? 

* Ateşiniz varsa, 
* Diyaliz programınız değişmişse, 
* ilaç alımları değişmişse, 
* Karnınız açsa, 
* Kemik hastalığı probleminiz varsa, egzersiz yapmamalısınız. 

Egzersiz yaparak fazla kilo alımınız engellenir ve kan dolaşımınız düzene girer.

Periton Diyalizi Nasıl Yapılır ?

1. Malzemeler hazırlanır. Isıtılmış diyaliz sıvısı, mini kapak, maske, antiseptik solüsyon, 2 adet mavi klemp, kağıt havlu, hassas tartı. 










2.Eller yıkanır. 
3.Masa silinir. Malzemeler masanın üzerine yerleştirilir. (Diiyaliz sıvısı hariç) 
4.Diyaliz sıvısının dış kılıfı yırtılır. 
5.Transfer set giysinin dışına çıkartılır maske takılır. 



6.Eller 3 dakika süre ile yıkanır. 
7.Torbanın dış kılıfına dokunulmadan diyaliz sıvısı alınarak masanın üzerine yerleştirilir. Sıvının kontrolü yapılır. Miktarı, şeker oranı, son kullanma tarihi, içinde yabancı madde olup olmadığı, torbada sızıntı olup olmadığına bakılır, Torba ve setlerde yapışıklıklar varsa düzeltilir. 
8.Ellere antiseptik solüsyon uygulanır. 



9.Torba ve transfer set bağlantısı yapılır. 
10.Boş torba, parlak yüz üstte kalacak şekilde yere bırakılır. 
11.Transfer set üzerindeki döner başlıklı klemp açılır ve karındaki sıvı boşaltılır. DÖNER BAŞLIKLI KLEMP KAPATILIR. 



12.Boşaltma hattına mavi klemp konulur. Boşaltma torbası kontrol edilir. Fibrin olup olmadığına bakılır. 
13.Yeşil nokta kırılır. 
14.Mavi klemp kapatılır. 100 mi. kadar sıvı boşaltılır. 



15.Döner başlıklı klemp açılarak diyaliz sıvısı karın boşluğuna verilir. DÖNER BAŞLIKLI KLEMP KAPATILIR. 
16.Mavi klemp açılarak 10'a kadar sayılır, setlerdeki hava boşaltma torbasına boşaltılır ve setler yıkanır. 


17.İkinci mavi klemp dolu torba hattına takılır. 



18.Yeni mini kapak hazırlanır. 
19.Torba -kateter bağlantısı ayrılarak yeni mini kapak transfer set ucuna takılır. 
20.Ellere antipseptik solüsyon uygulanır. 




21.Çıkan sıvı kontrol edilir, tartılır ve kaydedilir. Atıklar uygun şekilde imha edilir. 

KAYIT TUTMANIN ÖNEMİ
DÜZENLİ KAYIT TUTMANIN GEREKLİLİĞİ


1- Kontrole geldiğinizde kayıt defterinizi yanınızda getirmeyi ihmal etmeyiniz. 
2- Kayıt defterinize günlük tansiyonunuzu ve kilonuzu kayıt ediniz. 
3- Haftada bir, 24 saat süre ile idrarınızı toplayıp ölçünüz ve defterinize kaydediniz. 
4- Kullandığınız solüsyonların adlarını doğru yazınız. 
5- Aldığınız ve çıkardığınız sıvının miktarını ölçüp kaydediniz. 
6- Sıvının berraklığını, kanlı olup olmadığını, içinde fibrin olup olmadığını kontrol edip defterinize kaydediniz. 
7- Değişim sırasında solüsyon torbasına ilaç uyguladığınızda defterinize kaydediniz. 
8- Kayıt defterinize işlediğiniz bilgilerin doğru ve günlük olmasına dikkat ediniz. 
9- Düzenli tutulan kayıtların doğru tedavi seçeneğini belirlediğini unutmayınız. 

 

 

Diyaliz Yeterliliği

Diyaliz yeterliliği, uygulanan periton diyalizi tedavisinin, hasta açısından yeterli olup olmadığının belirlenmesidir. 

Uygulanan Diyalizin Yeterli Olup Olmadığını Nasıl Anlarız? 

Halsizlik, yorgunluk, iştah azalması, bulantı, uyku düzensizliği gibi şikayetler, uygulanan diyalizin yetersiz olduğunun göstergesi olabilir. 

Bu belirtilerin hepsi aynı anda görülmeyebilir. Ayrıca bu şikayetler başka bir hastalığın belirtisi de olabilir. 

Genel durumunuzda daha öncekine göre farklılık hissederseniz, merkezinizi aramayı ihmal etmeyin. 

Yeterli diyaliz olduğunuz taktirde yukarda sayılan şikayetlerin hiç birini yaşamayacak, kendinizi son derece sağlıklı ve mutlu hissedeceksiniz. Günlük yaşamınızı normale yakın şekilde sürdürebileceksiniz. 

Merkeziniz size en uygun tedavi programını belirleyecektir. 


Diyaliz Yeterlilik Testleri Nelerdir? 

Periton zarının (Karın zarı) nasıl çalıştığını belirlemek ve ihtiyaç duyulan diyaliz dozunu tesbit etmek amacıyla uygulanan testlerdir. 


Neden Bu Testlere İhtiyaç Duyulur? 

Her insan, bir diğerinden beden yapısı, çıkan idrar miktarı ve karın zarının çalışması bakımından farklıdır. (Resim 16/1) 

Diyaliz merkezinde uygulanan bazı testlerle, ihtiyacınıza göre size en uygun tedavi şekli belirlenecek ve uygulanacaktır. 

Rezidüel Böbrek Fonksiyonu Nedir? 

Diyalize başladığınızda hala böbrekleriniz idrar çıkarmaya devam ediyor olabilir. Bu rezidüel böbrek fonksiyonudur (geriye kalan böbrek işlevi). Çıkartılan idrar miktarı her insanda farklı olabilir. Çok az miktarda idrar bile atık maddeleri temizlemeye devam eder. (Resim 16/2) 
Zaman İçerisinde idrar miktarı azalır ve aniden durabilir. Sizin için önemli olan idrar miktarındaki değişiklikleri takip etmektir. Merkezinizin size önerdiği sıklıkta 24 saatlik idrar miktarınızı takip etmelisiniz. 

Diyaliz Yeterlilik Testleri ne Sıklıkta Yapılır? 

Diyalizinizin ne kadar yeterli olduğunu ortaya koyan çok sayıda değişik test uygulanmaktadır. 
Periton diyalizi tedavisine başladıktan bir süre sonra diyaliz merkeziniz bu testleri size uygulayacaktır. Daha sonra yine merkezinizin uygun gördüğü zamanlarda bu testlerin tekrarı için hastaneye çağırılacaksınız. 

Testlerin yapılabilmesi için sizden istenilenler: 
1- 24 Saatlik idrar toplama: Eğer idrarınız varsa bunun için sabah ilk idrarınızı atıp daha sonra çıkan tüm idrarları ve ertesi günkü ilk idrarınızı da toplamanız gerekmektedir. (Resim 16/3) 
2- 24 saate çıkan diyaliz sıvısının toplanması: SAPD (Sürekli ayaktan periton diyalizi) uyguluyorsanız sabah ilk değişiminiz sırasında çıkan sıvıyı atın. Daha sonraki değişimlerde boşalttığınız sıvıları toplayın. Ertesi günkü ilk diyalizinizde çıkan sıvıyı da ilave ederek, karışımdan merkezinizin önerdiği şekilde ve miktarda örnek alıp ünitenize götürmelisiniz. (Resim 16/4) 

APD ( aletli periton diyalizi) uyguluyorsanız makina ile çıkan tüm sıvılardan ve eğer gün ortasında da değişim yapıyorsanız bu değişim sırasında boşalttığınız sıvıyı da ilave ederek yine merkezinizin önerdiği şekilde ve miktarda örnek alıp ünitenize götürmelisiniz. 
Not: Diyalizle çıkan tüm sıvıları ve idrar miktarınızı
kaydetmeyi unutmayın. 

PET Nedir? 

PET (Periton eşitleme testi); Karın zarının nasıl çalıştığını belirlemek amacıyla hastanede uygulanan bir testtir. 

Diyaliz merkezinizin uygun gördüğü tarihte ve sabah değişiminizi yapmadan merkezinize gitmeniz gerekir. 

APD (aletli periton diyalizi) uyguluyorsanız bir gün öncesinden daha erken tedaviye başlayıp erken saatte diyalizinizi bitirmeniz gerekir. Eğer makina ile diyalizde gündüz karnınızda sıvı bırakmıyorsanız merkezinizi aramalısınız. 

ÖNEMLİ; Herhangi bir sorununuz olursa (Peritonit, kateter tıkanması, kabızlık, ödem, sızıntı vs.) merkezînizi mutlaka aramalısınız. Bu gibi durumlar test sonucunu etkileyebilir. 

Yapılan tüm bu testler size daha iyi diyaliz imkanı sağlamak ve sizi daha sağlıklı kılmak için yapılmaktadır. 

Ne kadar yeterli diyaliz olursanız kendinizi o kadar sağlıklı ve iyi hissedersiniz. 

Periton Diyalizi Nedir ?

Periton; karın boşluğunda bulunan, karın duvarı ve organları saran bir zardır:

Periton Diyalizi, karın boşluğuna küçük bir ameliyat ile yerleştirilen, ince, yumuşak, silikondan yapılmış kalıcı bîr tüp (kateter) aracılığı ile yapılır. 



Periton Diyalizi iki şekilde uygulanır: 


1- SAPD (Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi): 


Hastanın vücut yapısına göre çocuklarda 100 - 1000 mL, yetişkin insanlarda 2000 - 2500 mL, kadar özel periton diyaliz solüsyonu karın boşluğuna verilir. Vücuda verilen solüsyon 4-6 saat kadar karın boşluğunda kaldıktan sonra yeni solüsyonla değiştirilir. Bu zaman süresince kanda bulunan üre, kreatinin gibi atık maddeler ve vücutta bulunan fazla sıvı, diyaliz solüsyonuna geçer. Karın boşluğuna diyaliz sıvısının verilmesi ve boşaltılması, yer çekimi ile gerçekleştirilir. Bu işleme "Diyaliz Torba Değiştirme İşlemi" denir. Diyaliz işlemi hasta tarafından günde 4-5 kez yapılır. Bu şekilde uygulanan periton diyalizine SAPD (Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi) denir. 






 


2. APD (Aletli Periton Diyalizi) 
Evde makina aracılığı ile uygulanan periton diyalizi işlemine APD (Aletli Periton Diyalizi) denir. Bu tedavi biçiminde, hasta yatmadan önce set ve solüsyon torbalarını periton diyalizi makinasına yerleştirir ve maki-nasını önerildiği şekilde programlar. Kişi uyurken gece boyunca (8-10 saat), makina karın boşluğuna diyaliz sıvısını verir, bekletir ve boşaltır. Kişinin durumuna göre tedavide değişiklik yapılabilir. 



 


PERİTON DİYALİZİNİN İYİ YÖNLERİ

* Hasta,periton diyalizi hemşiresi tarafından eğitimi verildikten sonra tedavisini kendi başına yapabilir, hastaneye bağımlılığı azalır 
* Gıda ve sıvı alımı daha serbesttir. 
* Tansiyon kontrolü daha iyi sağlanabilmektedir. 
* Hemodiyalizde olduğu gibi kan kaybı görülmez. 
* Eğitimi basit ve süresi kısadır. 
* Kalp ve damar sistemine yüklenme az olduğundan, özellikle yaşlı hastalarda ve çocuklarda tercih edilen bir tedavi şeklidir. 
* Periton Diyalizi, hastanın günlük yaşantısına devamını sağlar (okul, iş, seyahat, tatil) 


PERİTON DİYALİZİNİN SAKINCALI YÖNLERİ

* SAPD' (Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi) de günde 4-5 değişim yapmak gerekir. 
* Protein kaybı olabilmektedir. 
* Hastanın karnında sürekli bir kateter kalmaktadır. 
* APD'de hasta gece boyunca makineye bağlı kalmaktadır. 
* Enfeksiyon riski vardır 
-Katetere bağlı enfeksiyonlar 
-Peritonit (karın içi zarın iltihabı) 


PERİTON DİYALİZİ TEDAVİSİ İÇİN GEREKLİ MALZEMELER

Periton Diyaliz Kateteri :

 

 





Vücudumuzla uyum sağlayacak, yumuşak, silikondan yapılmıştır. Çocuk ve yetişkinlere göre uzunlukları farklıdır. 
Kateterin periton boşluğuna yerleşecek uç kısmında, diyaliz sıvısının içe ve dışa akışını sağlayacak küçük delikler vardır. Kateterlerin üzerinde , 1 -2 adet keçe bant bulunur. Bu keçeler vücutta bulunan bağ dokusu tarafından örülerek kateterin yerinden çıkmasını engeller. Bağ dokusu, aynı zamanda mikropların kateter yolu ile vücuda girmelerini engeller. 




Titanyum Adaptör : 






Kateter ile transfer set arasında kalan, titanyum adında metalden yapılmış bir parçadır. Kateter ve transfer set bağlantısını sağlar. Bu kısım kalıcıdır ve değiştirilmesi gerekmez.




Transfer set : 








Transfer set, titanyum adaptör ile bağlantıyı sağlayan bir ara settir. 4-6 ayda bir değiştirilmesi gerekir. Bunun dışında herhangi bir şekilde transfer setin ucu kaza ile açıldığında veya dokunulduğunda, diyaliz işlemi yapılmadan derhal değiştirilmesi gerekmektedir. Transfer set mutlaka hastanede ve diyaliz hemşiresi tarafından değiştirilmelidir. 


Mini Kapak : 










Diyaliz işlemi tamamlandıktan sonra transfer setin ucuna takılan, beyaz renkli ve içinde antiseptik emdirilmiş sünger bulunan kapaktır. Mini kapak tamamen mikroplardan arındırılmıştır, bu nedenle özellikle iç kısmına dokunulmamalıdır. Mini kapak mikropların karın boşluğuna girmesini engeller. Mini kapak paketinin üzerindeki son kullanma tarihi mutlaka kontrol edilmelidir. Tarihi geçmiş ise kesinlikle kullanılmamalıdır. 
Her diyaliz işleminde yeni mini kapak kullanılmalıdır. 





Diyaliz Solüsyonları : 
Y şeklinde bir sete bağlı, bir dolu bir boş torbadan oluşur. 
Vücudumuzda biriken atık maddeleri ve suyu uzaklaştırabilmek için diyaliz sıvıları, içinde bulunan glükoz (şeker) miktarına göre 3 türlüdür. Bunlar; %1.36, %2.27 ve %3.86. oranında glükoz içerirler. 1, 2, 2.5 litre hacminde solüsyonlar bulunmaktadır. 


 



Hangi sıvının kullanılacağına doktorunuz veya hemşireniz karar verecektir. Diyaliz sıvısı kullanılmadan önce dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunlar; 
* Diyaliz sıvısının şeker oranı 
* Son kullanma tarihi 
* Diyaliz sıvısının miktarı 
* Torbada sızıntı olup olmadığı 
* Sıvının berraklığı 
* Torba ve setlerde yapışıklık olup olmadığına bakılır. 


 


Antiseptik Solüsyon : 
Diyaliz işlemi sırasında kullanılan masanın üzerini temizlemek, mikroplardan arındırmak için kullanılan özel bir solüsyondur. 
Diyaliz işlemini daha güvenli yapabilmek için, eller yıkandıktan sonra ellere de uygulanmalıdır 

Maske : 
Diyaliz işlemi sırasında maske kullanılması burun veya ağız bulaşmasını engeller. 

Kağıt Havlu : 
Diyaliz işlemi sırasında masayı temizlemek ve elleri kurulamak için kullanılır. 

Mavi Torba Klempi 
 



PERİTON DİYALİZİ KATETERİNİN TAKILMASI

PD (Periton Diyalizi); karın boşluğuna yerleştirilen, kateter adını verdiğimiz silikon bir tüp ve karın boşluğuna verilen özel solüsyon aracılığı ile yapılan bir diyaliz yöntemidir. 
Kateter takılmadan önce : 
* Kateter temini için reçete yazılır 
* Kateterin takılması için randevu verilir 


KATETER NEDİR?

Kateterlerin uzunlukları kişinin beden yapısına göre farklı uzunlukta olup, karın boşluğunda kalan kısmı sıvı alış - verişini daha kolay sağlamak için deliklidir. 
Karın boşluğunda tahrişi önlemek için uç kısmı kıvrıktır. 
Üzerinde kateteri sabitleyen, çıkmasını önleyen iki tane keçe vardır. 

Kateter yerleştirilmesi İçin randevuya gelmeden önce; 
* Antibakteriyel sabunla, banyo yapılmalıdır. 
* Karın bölgesindeki kıllar varsa temizlenmelidir. 
* Lavman kullanılarak barsaklar boşaltılmalıdır. 
* Kateter yerleştirilmeden önce idrar varsa mesane boşaltılmalıdır. 
Kateter ameliyathanede veya diyaliz merkezinde takılabilir. 

Hastanın durumuna göre hangi yöntemin kullanılacağına diyaliz merkezince karar verilir. 

Kateter yerleştirildikten sonra, kateterin karın içindeki yerini belirlemek için kontrol filmi istenir. 
Kateter takıldıktan sonra yaranın daha sağlıklı iyileşebilmesi için 4-7 gün süreyle pansuman açılmamalıdır (kanama ıslaklık vs. yoksa). 
İlk pansuman mutlaka diyaliz hemşiresi tarafından yapılmalıdır. 
Genellikle kateter takıldıktan 3 hafta sonra diyalize başlanır. Bu süre içinde hastanın eğitimi tamamlanmış olur. 
Gerekli durumlarda diyalize başlama süresi kısalabilir veya uzayabilir. 


KATETER ÇIKIŞ YERİ

Kateterin vücuttan çıktığı bölgeye kateter çıkış yeri, kateterin deri altından geçen kısmına da tünel adı verilir. 


KATETER ÇIKIŞ YERİ BAKIMI

Kateter takıldıktan sonra kateter çıkış yeri pansumanı düzenli yapılmalıdır. 
* Kateter çıkış yerinin günlük bakımı merkezinizin önerdiği şekilde yapılmalıdır. 
* Pansuman sırasında enfeksiyon belirtileri olan kızarıklık, ağrı, şişlik, akıntı ve sıvı sızması gibi problemler göz ardı edilmemelidir. 

Bu problemler kateter çıkış yerinde mikropların varlığını gösterir. Bu belirtilerin biri veya birkaçı ile karşılaşıldığında diyaliz merkezi ile iletişim kurulmalıdır. Bu problemleri çözmekte geç kalınırsa mikroplar kateter çıkış yerinden içeriye doğru ilerleyerek tünele ulaşır, bu durum kateterin çıkartılmasına neden olabilir. 
İyi bir kateter çıkış yeri için, kateterin vücut dışında kalan kısmının hareketliliği engellenmelidir. 
Kateter çıkış yerindeki deri ve deri altındaki kısım bir süre sonra kateteri sararak kateterle derinin bütünleşmesini sağlar. Eğer kateterin hareketliliği önlenmezse bütünleşme sağlanamaz, mikropların kolayca yerleşip iltihap oluşturabilecekleri bir ortam meydana gelir. 



DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
* Pansuman sırasında mutlaka maske kullanılmalıdır. 
* Her zaman katetere dokunmadan önce eller iyice yıkanmalıdır. 
* Kateter asla cekilmemeli ve bükülmemelidir. 
* Kateterin yakınlarında makas ve iğne kullanılmamalıdır. 
* Banyo duş şeklinde yapılmalı, banyo sonrası kateter çıkış yeri iyice kurulanıp pansuman yenilenmelidir. 
* Denize girerken kateter çıkış yeri, merkezin önerdiği su geçirmeyen bir bantla kapatılmalıdır. 
* Kateter çıkış yerinde kabuklanma olduğunda koparılmamalıdır. Oksijenli suyla yumuşatılarak silinmelidir. 
* Kateter delinirse delik kapatılmaya çalışılmadan, delik kısmın altından klemplenip hemen diyaliz merkezine gidilmelidir. 
* Kişisel temizlik kurallarına uyulmalı, iç çamaşırlar her gün değiştirilmeli ve çok sıkı giysiler giyilmemelidir. 
* Kateter çıkış yerinde mikropların neden olduğu problemlerde önerilen ilaçlar düzenli alınmalıdır. Kontrol tarihlerinde mutlaka diyaliz merkezine gidilmelidir. 
* Kateter mutlaka iyi bir şekilde tesbit edilmelidir. 


PERİTON DİYALİZİ ORTAMI NASIL OLMALIDIR?

PD (Periton Diyalizi) tedavisinin bütün aşamalarında temizlik (hijyen) kurallarına dikkat edilmelidir. Bu şekilde enfeksiyon riski en aza indirilebilir. Temiz teknik kullanılmasının amacı diyaliz işlemi sırasında temas edilen bütün yüzeylerdeki mikrop ve bakterileri uzaklaştırmaktır. 

Ortamın özellikleri nasıl olmalıdır? 
* Aydınlanma ve havalandırmanın iyi sağlanabildiği, güneş gören bir oda olmalıdır. 
* Diyaliz süresince kapı ve pencereler kapalı olmalıdır. 
* Odada kullanılmayan eşyalar bulundurulmamalıdır. 
* Diyaliz süresince oda başka amaçlarla kullanılmamalıdır. 
* Diyaliz sırasında odada başka birileri bulunmamalıdır. (Çocuk hastalar ve kendi diyalizini gerçekleştiremeyen hastalar hariç) 
* Uygun yükseklikte çizilmeyen, temizliği kolay sağlanabilen bir masa bulunmalıdır. 
* Hareket ettirilebilir ve silinebilir bir sandalye bulunmalıdır. 
* Silinebilir bir askı bulunmalıdır. 
* Hareketli ve temizlenebilir bir çöp kutusu bulunmalıdır. 
* Atıklar uygun şekilde imha edilmelidir 
* Diyaliz odası temizlenmeli, havalandırıldıktan sonra kapı-pencere kapatılmalı ve toz alınmalıdır. 

Bu ortamda kişi; 
* Rahat ve vücuda uygun temiz giysiler giymeli, 
* Eldeki takılar (saat, yüzük, bilezik) çıkartılmalı, 
* Kollar dirseklere kadar açık olmalı, 
* Tırnaklar kısa ve temiz olmalı, 
* Saçlar toplanmalı, 
* Maske kullanmalıdır. 


PERİTON DİYALİZİ UYGULAMASINDA HİJYEN NEDEN ÖNEMLİDİR?

* Periton Diyalizinde hijyen (temiz teknik) kurallarına dikkat edilirse diyaliz tedavisi daha sağlıklı ve uzun süreli uygulanır. 
* Hijyen; fiziksel sağlığın ve bedensel bütünlüğün devamı için uygun temizlik alışkanlığıdır. 
* Hijyen, kateter çıkış yeri enfeksiyonu, tünel enfeksiyonu ve peritonit gibi diyalizin ömrünü kısaltan enfeksiyonlardan korunmak için ve sağlıklı diyalizin devamında önemli yer tutar. 

Temiz Teknik Denilince Neleri Anlıyoruz? 
* Diyaliz yapılan odanın temizliğine dikkat edilmelidir. Diyaliz yapılan oda her gün temizlenmeli, havalandırılmalı, camlar kapatıldıktan sonra toz alınmalıdır. 
* Diyaliz yapılan odada fazla eşya olmamalıdır. 
* Diyaliz sırasında kapı ve pencere kapalı olmalıdır. 
* Diyaliz sırasında odada evcil hayvanların bulunması sakıncalıdır. 
* Diyaliz malzemelerinin konulduğu masanın temizliğine dikkat edilmelidir. 
* Diyaliz sırasında odada başka kimse bulunmamalıdır. 
* Her diyaliz uygulamasından önce eller mutlaka en az 3 dakika süreyle ve tekniğe uygun biçimde yıkanmalıdır. 
* Diyaliz sırasında maske takılmalıdır. Eğer maske takılmazsa mikroplar peritonit veya kateter çıkış yerinde enfeksiyona neden olabilir. 
* Torba bağlantısı en kısa sürede yapılmalıdır. 

Diyaliz Sırasında Kişisel Temizliğe (Hijyene) Dikkat Edilmelidir: 
* Vücut temizliğine dikkat edilmelidir. 
* Banyo duş şeklinde yapılmalıdır. 
* İç çamaşırlar her gün değiştirilmelidir. 
* Kateter pansumanı her gün öğretilen şekilde ve dikkatle yapılmalıdır. 
* Ağız sağlığını korumak açısından dişler düzenli biçimde fırçalanmalıdır. 
* Tırnaklar kısa ve temiz tutulmalıdır. 


KONTAMİNASYON (Kirlenme) NEDİR?

Diyaliz sıvısı, transfer set ya da bağlantı ucunun, herhangi bir yere temas ettirilerek, hastalık yapan mikroplarla bulaşmasına kontaminasyon (kirlenme) denir. 

Kontaminasyon Hangi Yollarla Oluşur? Transfer set ile torba bağlantısının dikkatli yapılmaması sonucu kirlenme oluşabilir. 
* Hava Yolu: Diyaliz işlemi sırasında odada havada bulunan ve göremediğimiz mikroplar periton diyalizi sırasında transfer set ve torbanın bağlantı ucunun kirlenmesine neden olabilir. 



* Solunum Yolu: Solunum esnasında ağız ve burunda bulunan mikroplar diyaliz bağlantısı yaparken açık uçların kirlenmesine neden olabilir. Aynı mikroplar öksürme ile havaya da karışır.


* Kirli eller
* Kötü Kateter Çıkış Yeri Pansumanı 
* Transfer set ve titanyum adaptör bağlantısının ayrılmasıyla 
* Yırtık delik diyaliz torbalarının kullanılmasıyla kontaminasyon oluşur. 


DEZENFEKSİYON NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR?

* Dezenfeksiyon cansız yüzeylerde hastalık yapan mikropların bir kısmının ya da hepsinin öldürülmesidir. Masa, sehpa, yer zemini, mavi torba klempi gibi eşyalar cansız yüzeylere örnek olarak gösterilebilir. 
* Diyaliz yapılan oda ve zemini, masa, sehpa, lavabo çamaşır suyu ile temizlenerek kolayca dezenfekte edilebilir, 
* Bunların dışında Periton Diyaliz hemşiresinin önereceği dezenfeksiyon yöntemleri de kullanılır. 

Çevre Dezenfeksiyonu: 
* Diyaliz yapılan masa: Masa üzeri uygun şekilde temizlenmelidir.Bir kez silinen yerden bir daha geçilmemelidir. 
* Diyaliz odası, lavabo ve musluklar: Bir kova suya (10-151t) bir çay bardağı çamaşır suyu eklenerek silinmeli ve durulanmalıdır. Diyaliz yapılan oda her gün temizlenmelidir. 
* Diyaliz solüsyonu boşaltılan tuvalet temizliğinde: Bu yüzeylere saf çamaşır suyu dökülüp on dakika bekletilmeli. Bol suyla durulanmalıdır. 
* Genel olarak ev temizliğinde: Bir kova suya bir çay bardağı çamaşır suyu eklenip haftada iki kez bütün yüzeyler silinmelidir. Ayrıca piyasada bulunan temizlik ürünleri de bu amaçla kullanılabilir. 


STERİLİZASYON NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR?

* Sterilizasyon; hastalık yapan mikropların tamamen öldürülmesidir. Karın içine verilen diyaliz sıvısı, bu sıvının karın içine verilmesini sağlayan torba ve setlerin iç yüzeyi tamamen mikropsuzdur (sterildir). 
* Diyaliz sırasında kullanılan mini kapak steril malzemelerden birisidir. 
* Pansuman için kullandığımız gazlı bezler steril olmalıdır. Enjektörler de steril olması gereken malzemelerdendir. 
* Torba değişimi esnasında uygun teknikle bu steril ortam bozulmadan bağlantı sağlanmalıdır. 


EL YIKAMANIN ÖNEMİ

* Periton diyalizi uygulayan hastalarda ellerin temizliği oldukça önemlidir. 
* Günlük yaşamda kirli ya da temiz, bir çok iş için ellerimizi kullanırız. 
* Bu nedenle ellerimiz en çok kirlenen ve hastalık nedeni olan mikroplan taşıyan organlarımızdır. 
* Ellerimizin kirli olduğunu gözlerimizle görebiliriz, fakat mikropları göremeyiz. Göremediğimiz bu mikroplar periton diyalizi yaparken karın içine ulaşarak peritonite neden olabilir. Ellerinizde oluşan kirleri su ve sabunla kolayca temizleyebilirsiniz. 
* Yıkayarak temizlediğimiz ellerimizin üzerindeki mikropları yok edemeyiz fakat çok büyük bir kısmını ellerimizden uzaklaştırırız.

Değişim Listeleri

 

Değişim Listeleri

Diyet düzenlemede birbiri yerine geçebilen besinlerin neler olduğunun bilinmesi büyük kolaylık sağlar. Değişim listelerinde her grup içindeki besinler hemen hemen aynı miktarda enerji, protein, yağ ve karbonhidrat sağladıklarından birbirinin yerine kullanılabilir, yani her bir yiyecek diğerinin yerine geçebilir. A. Ekmek ve Tahıl Değişimi: Listede gösterilen her bir değişim yaklaşık olarak 15 gr karbonhidrat, 2 gr protein içerir, yağ içermez ve 68 kalorilik enerji sağlar. 

Aşağıdaki listenin kullanılışına şöyle bir örnek verilebilir : 1 ince dilim ekmek yenilmediği zaman, onun yerine 1 adet orta boy patates veya yarım su bardağı pilav veya makarna yenebilir. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Ekmek

l ince dilim

25

Kraker

2 - 4 adet

20

Makarna, şehriye (pişmiş)

Yarım Su Bardağı

100

Makarna, şehriye (çiğ)

3 silme çorba kaşığı

15

Patates (pişmiş)

l adet orta boy

100

Pirinç, bulgur (pişmiş)

Yarım su bardağı

100

Pirinç, bulgur (çiğ)

2 silme çorba kaşığı

15

Sade kek

3-3.5 cm kalınlığında dilim

25

Tarhana

2 silme çorba kaşığı

15

Un (buğday, pirinç vb.)

2 silme çorba kaşığı

15




B. Et Değişimi: 

Her bir değişim yaklaşık olarak 6 gr protein, 5 gr yağ içerir, karbonhidrat içermez ve 69 kalorilik enerji sağlar. 

Aşağıdaki listenin kullanılışına örnek: l köfte kadar et yenilmediği zaman onun yerine bir adet yumurta veya bir kibrit kutusu kadar beyaz peynir veya bir sosis ya da listede belirtilen diğer başka bir besin yenebilir. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Et

1 köfte kadar

30

Balık

1 köfte büyüklüğünde

30

Yumurta

1 adet

40-50

Sosis

1 adet

40-50

Salam

Çok ince 4-5 dilim

40-50

Peynir (beyaz)

1 kibrit kutusu

30

Peynir (kaşar)

2/3 kibrit kutusu

20-25

Çökelek, lor

1/4 su bardağı kadar

40-45

Kuru fasulye

5 - 6 çorba kaşığı

100



Bitkisel besin olmasına rağmen kurubaklagiller (kurufasulye, nohut, bakla vb.) fazla miktarda protein içerirler ve değişim listelerinde etler ile aynı sınıfa konularak incelenirler. Et cinsi gıdalara benzemeyen yanları, hiç yağlarının bulunmaması ve bunun yerine 15 -16 gr. kadar karbonhidrat içermeleridir. Örnek olarak, yukarıda listede adı geçen 5 - 6 çorba kaşığı kuru fasulye 100 gr gelir ve ve 6 gr protein yanında 15 gr da karbonhidrat içerir. 


C. Süt Değişimi: 

Belirtilen miktardaki süt veya yoğurt ortalama olarak 4 gr protein, 6 gr karbonhidrat, 4 gr yağ içerir ve 76 kalorilik enerji sağlar. 

Örnek olarak: 1 su bardağı süt içilmediği zaman onun yerine 1 su bardağı kadar yoğurt yenebilir. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Süt

1 orta boy su bardağı

160

Yoğurt

1 orta boy su bardağı

160




Az Yağlı Süt Değişimi (Light süt) 

4 gr protein, 6 gr karbonhidrat ve 2 gr yağ içerir ve 58 kalorilik enerji sağlar. 

Sütü sütlaç veya muhallebi gibi sütlü tatlılar şeklinde de alabilirsiniz. 

1 porsiyon muhallebi veya 1 porsiyon sütlaç 1 süt + 1 ekmek değişimi şeklinde düşünülmelidir. 


D. Sebze Değişimi: 

Sebzeler içerdikleri kalori miktarına göre 2 gruba ayrılırlar: 1. Grup: Bu grup sebzeler enerji değerleri düşük olduğundan serbestçe yenilebilir. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Domates

1 küçük boy (çiğ)

100

Domates suyu

1 büyük su bardağı (çiğ)

240

Çarliston biber

4 orta boy

100

Yeşil sivri biber

10 orta boy

100

Kıvırcık salata

15 yaprak

100

Salatalık

1 orta boy

100

Kırmızı turp

5 orta boy

100

Maydanoz

1 orta demet

75

Yeşil soğan

3-4 orta boy

75

Kuru soğan

1 orta boy

75

Kereviz

1 küçük boy

100

Kırmızı lahana

1/8 orta boy

100

Lahana

4 çorba kaşığı (pişmiş)

100

Karnıbahar

4 çorba kaşığı (pişmiş)

100

Taze kabak

4 çorba kaşığı (pişmiş)

150

Patlıcan

4 çorba kaşığı (pişmiş)

125

Ispanak

4 çorba kaşığı (pişmiş)

150

Pazı

4 çorba kaşığı (pişmiş)

150

Ebegümeci

4 çorba kaşığı (pişmiş)

150

Bamya

4 çorba kaşığı (pişmiş)

75



2. Grup: Bu grup sebzelerin her birimi 2 gr protein, 7 gr karbonhidrat içerir, yağ içermez ve 36 kalori sağlar. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Havuç

1 orta boy (çiğ)

100

Şalgam

1 orta boy (çiğ)

150

Bezelye

4 çorba kaşığı (pişmiş)

100

Pırasa

5 çorba kasığı (pişmiş)

150

Bakla

4 çorba kasığı (pişmiş)

100

Enginar

1 orta boy (pişmiş)

100

Bal Kabağı

3-4 parça

100




E. Meyve Değişimi: 

Her bir değişim yaklaşık olarak 10 gr karbonhidrat içerir, yağ ve protein içermez ve 40 kalorilik enerji sağlar. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Elma

1 küçük boy

80

Kayısı (taze)

1-2 adet

100

Kayısı (kuru)

1-2 adet

20

Muz

Yarım küçük

50

Çilek

1 su bardağı

150

Kiraz

10-15 adet

75

Hurma

2 adet

15

Greyfurt

Yarım küçük

125

Üzüm

12-20 tane

75

Portakal

1 adet küçük

125

Şeftali

1 adet orta

100

Armut

1 adet küçük

100

Erik

1-2 adet

100

Kuru erik

2 adet

25

Kuru üzüm

2 çorba kaşığı, silme

15

Karpuz

1 dilim

175

Kavun

1 dilim

175

İncir (Taze)

1-2 adet

50

İncir (Kuru)

Yarım adet

15

Yeni dünya

5-6 adet

100

Portakal suyu

1 çay bardağı

100

Elma suyu

1 çay bardağı

100

Mandalina

1 orta boy

100




F. Yağ Değişimi: 

Her bir değişim yaklaşık olarak 5 gr yağ içerir, protein ve karbonhidrat içermez ve 45 kalorilik enerji verir. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Sıvı yağ

1 tatlı kaşığı

5

Katı yağ

1 tatlı kaşığı

5

Zeytin

5 adet

15

Mayonez

2 tatlı kasığı

10

Fındık,fıstık vb.

6 adet

10

Kaymak

1 çorba kaşığı

10




G. Tatlı Değişimi: 

Her bir değişim yaklaşık olarak 5 gr karbonhidrat içerir, protein ve yağ içermez ve 20 kalorilik enerji sağlar. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Toz şeker

1 tatlı kaşığı

5

Kesme şeker

Büyüklüğüne göre 2-3 adet

6

Reçel-marmelat

Silme 1 yemek kaşığı

10

Bal

1 tatlı kaşığı

10

Pekmez

Silme 1 yemek kaşığı

10

Akide şekeri

2 adet

10




H. İçecekler: 

Piyasada satılan içecekler alkollü veya alkolsüz olabilir. Alkolsüz içecekler (eğer hastada su kısıtlaması yapılması gerekmiyorsa) rahatlıkla içilebilir. 


Böbrek hastası alkollü içki içebilir mi? 

Alkol fazla miktarda kalori içerir (1 gr alkolde 7 kalori vardır). O nedenle zayıflaması istenen kimseler alkollü içki almamalıdır. 

Alkollü yiyecekler karaciğer için de özellikle çok sakıncalıdır. Böbrek hastalarının önemli bir bölümünde karaciğer problemleri de vardır. O nedenle, rastgele alkollü içki içmemeli ve her hasta bu konuda hekimine danışmalıdır. 



DEĞİŞİM LİSTELERİNİN KULLANILMASI 

Değişim listeleri hastaların günlük yemeklerini düzenlemede çok yararlıdır. Bu sayede her hasta, sadece tarif edilen yiyecekleri yemek zorunda kalmaz, kendi zevkine ve ihtiyacına göre değişik yemek listeleri düzenleyebilir. 

Bu yemek listeleri düzenlenirken, belirli bir besin yerine, aynı türden ve ona eşdeğer miktarda besin elemanlarını içeren bir başka yiyecek listeden seçilir. Böylece alınan protein, yağ, karbonhidrat gibi besin elemanları aynı kaldığı halde değişik yemekler yeme imkanı olur. 

Örnek olarak 40 gram proteinli diyet kullanan bir hasta değişim listelerini kullanarak aşağıda gösterildiği şekilde farklı yemekler hazırlayabilir: 

Önce, 40 gr. protein içeren bir diyet örnek olarak alınır. 

40 GRAM PROTEİNLİ 1500 KALORİLİ DİYET 

Bir Günlük Yiyecekler

Miktar

Ölçü

Süt veya yoğurt

250 gr

2 çay bardağı

Yumurta veya

40 gr

1 adet

beyaz peynir

30 gr

1 kibrit kutusu kadar

Et

60 gr

2 köfte kadar

Ekmek veya ekmek yerine geçen

175 gr

7 ince dilim

Meyve

2 porsiyon

Bkz. meyve değişim listesi

Sebze

2 porsiyon

8 çorba kaşığı

Yağ

20 gr

4 tatlı kaşığı

Bal, reçel veya

85 gr

17 tatlı kaşığı şeker

Akide şekeri

10 gr

2 adet



ÖRNEK YEMEK LİSTESİ 

Sabah

Öğle

İkindi

1 bardak çay (sekerli)
2 tatlı kaşığı tereyağ
3 tatlı kaşığı bal veya reçel
1 adet yumurta
2 ince dilim ekmek

4 çorba kaşığı etsiz sebze yemeği
5 çorba kaşığı pilav
1 ince dilim ekmek

1 bardak çay (şekerli)
1 dilim kek
2 adet akide şekeri

Akşam

Gece

 

1 kase un çorbası
2 köfte kadar et veya
etli sebze yemeği
1 kase ayva kompostosu
1 ince dilim ekmek

1 çay bardağı süt (şekerli)
1 adet elma
1 çay bardağı yoğurt

 



Değişim listelerine bakılacak olursa bir yumurtanın veya bir kibrit kutusu kadar beyaz peynirin veya bir köftenin ya da bir sosisin benzer miktarlarda besin elemanı içerdiği görülür. Böylece, hasta isterse, sabah kahvaltısında yumurta veya peynir yemez; ancak öğle yemeğinde onun yerine fazladan bir adet köfte veya sosis yiyebilir. Yine bu listede bulunan akşam yemeğindeki 2 köfte kadar et yenilmeyebilir; bunun 1 köfte kadarlık miktarı sosis değişimi olarak öğleye alınabilir. Akşam yemeğine de 1 köfte kadar et içeren etli sebze yemeği konabilir. Sonuç olarak liste aşağıdaki sekile dönüşebilir. 

Sabah

Öğle

İkindi

1 çay bardağı süt ( şekerli)
2 tatlı kaşığı kahvaltılık yağ
3 tatlı kaşığı bal veya reçel
2 ince dilim ekmek

2 adet sosis
5 çorba kaşığı pilav
1 çay bardağı yoğurt
1 ince dilim ekmek
veya bu yemek yerine çalışan bir kimse 2 adet sosis içeren bir sandviç ve bir çay bardağı yoğurt yiyebilir.

1 bardak çay (şekersiz)
1 dilim kek
2 adet akide şeker

Akşam

Gece

 

1 kase un çorbası
4 çorba kaşığı kıymalı sebze yemeği
1 kase ayva kompostosu
1 ince dilim ekmek

1 çay bardağı süt (sekerli)
1 porsiyon elma

 


Bu liste de 40 gr. protein ve 1500 kalori içermektedir. 


Bir başka örnek: 

40 gram proteinli ve 1500 kalorili diyet yemeği yemek isteyen hasta, eğer muhallebi istiyorsa şöyle bir değişikliğe gidebilir: 

Kahvaltıda 1 dilim ekmek yemez, çayını şekersiz içer, 3 tatlı kasığı bal veya reçelini 1 tatlı kaşığına indirir. 

Öte yandan, öğle yemeğindeki 1 bardak yoğurdu da yemez ve onun yerine bir bardak süt kullanma imkanı doğar. İkindide içeceği çaya şeker koymaz, akide şekerini yemez, kekini de yemez, tüm bunların eşdeğeri olan toz şeker ve pirinç ununu kullanır. 

Sonuç olarak; kahvaltıda artırdığı şeker ve öğle yemeğinde artırdığı süt ile muhallebisini hazırlar; burada, sabahki 1 dilim ekmeği yemediği için muhallebisini yaparken onun yerine 2 çorba kaşığı pirinç ununu ve ikindide şekersiz içtiği çayın şekerini ve akide şekerinin eşdeğerini de kullanabilmektedir. 

Yine aynı hastanın canı kurubaklagillerden yemek isterse akşam yemeğindeki l adet köfteyi yemez, onun yerine öğle yemeğinde 5 çorba kaşığı kadar kuru fasulye veya nohut ya da mercimek yiyebilir. Akşam yemeğindeki kalan l köfte kadar kıymadan ise, 1 adet etli biber dolması hazırlanarak yenebilir. Böylece değişim listelerindeki besin elemanlarını kullanarak aynı miktarda protein ve kalori içeren başka yemekler hazırlama imkanı doğar ve liste şu hale döner: 

Sabah

Öğle

İkindi

1 bardak çay (şekersiz) 
2 tatlı kaşığı yağ 
1 tatlı kaşığı bal veya reçel 
1 adet yumurta 
1 ince dilim ekmek

5 yemek kaşığı kuru fasulye 
5 yemek kaşığı pirinç pilavı 
1 adet domates 
1 ince dilim ekmek

1 kase muhallebi

Akşam

Gece

 

1 kase un çorbası 
1 adet etli, biber dolma 
1 kase ayva kompostosu 
1 ince dilim ekmek

1 porsiyon elma

 


Bu liste 40 gr protein ve 1500 kalori içermektedir. 

Bu listeyi bir kez daha açıklayalım: 

Sabah kahvaltısı: Çay şekersiz içildi, buradan şeker arttı. 
3 tatlı kaşığı bal veya reçel yerine 1 tatlı kaşığı bal veya reçel yenildi, bunların yerine eşdeğer şeker arttı. Ekmeğin 1 dilimi yenilmedi, bunun yerine eşdeğer olan, 2 çorba kaşığı pirinç unu arttı. Bunlar muhallebi yapılmak üzere saklandı. 

Öğle yemeği: 1 çay bardağı yoğurt yenilmedi, bunun eşdeğeri o an 1 bardak süt muhallebi yapılmak üzere saklandı. 

İkindi: Şekerli çay içilmedi, kek yenilmedi, akide şekeri, eşdeğer şeker ile değiştirildi. Böylece elde edilen besinler ile yapılan muhallebi ikindide yenildi. 

Akşam yemeği: 2 köfte kadar et yenilmedi, 1 köfte kadarına eşdeğer 5 çorba kaşığı kuru fasulye öğle yemeğine alındı, 1 köfte kadar et ile de akşam 1 adet etli biber dolma yapılarak yenildi. 

Aynı prensipleri kullanarak, hastalar kendilerine tarif edilenlerin dışında, pek çok değişik yemek listeleri yapabilirler.

Değişim Listeleri

Diyet düzenlemede birbiri yerine geçebilen besinlerin neler olduğunun bilinmesi büyük kolaylık sağlar. Değişim listelerinde her grup içindeki besinler hemen hemen aynı miktarda enerji, protein, yağ ve karbonhidrat sağladıklarından birbirinin yerine kullanılabilir, yani her bir yiyecek diğerinin yerine geçebilir. A. Ekmek ve Tahıl Değişimi: Listede gösterilen her bir değişim yaklaşık olarak 15 gr karbonhidrat, 2 gr protein içerir, yağ içermez ve 68 kalorilik enerji sağlar. 

Aşağıdaki listenin kullanılışına şöyle bir örnek verilebilir : 1 ince dilim ekmek yenilmediği zaman, onun yerine 1 adet orta boy patates veya yarım su bardağı pilav veya makarna yenebilir. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Ekmek

l ince dilim

25

Kraker

2 - 4 adet

20

Makarna, şehriye (pişmiş)

Yarım Su Bardağı

100

Makarna, şehriye (çiğ)

3 silme çorba kaşığı

15

Patates (pişmiş)

l adet orta boy

100

Pirinç, bulgur (pişmiş)

Yarım su bardağı

100

Pirinç, bulgur (çiğ)

2 silme çorba kaşığı

15

Sade kek

3-3.5 cm kalınlığında dilim

25

Tarhana

2 silme çorba kaşığı

15

Un (buğday, pirinç vb.)

2 silme çorba kaşığı

15




B. Et Değişimi: 

Her bir değişim yaklaşık olarak 6 gr protein, 5 gr yağ içerir, karbonhidrat içermez ve 69 kalorilik enerji sağlar. 

Aşağıdaki listenin kullanılışına örnek: l köfte kadar et yenilmediği zaman onun yerine bir adet yumurta veya bir kibrit kutusu kadar beyaz peynir veya bir sosis ya da listede belirtilen diğer başka bir besin yenebilir. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Et

1 köfte kadar

30

Balık

1 köfte büyüklüğünde

30

Yumurta

1 adet

40-50

Sosis

1 adet

40-50

Salam

Çok ince 4-5 dilim

40-50

Peynir (beyaz)

1 kibrit kutusu

30

Peynir (kaşar)

2/3 kibrit kutusu

20-25

Çökelek, lor

1/4 su bardağı kadar

40-45

Kuru fasulye

5 - 6 çorba kaşığı

100



Bitkisel besin olmasına rağmen kurubaklagiller (kurufasulye, nohut, bakla vb.) fazla miktarda protein içerirler ve değişim listelerinde etler ile aynı sınıfa konularak incelenirler. Et cinsi gıdalara benzemeyen yanları, hiç yağlarının bulunmaması ve bunun yerine 15 -16 gr. kadar karbonhidrat içermeleridir. Örnek olarak, yukarıda listede adı geçen 5 - 6 çorba kaşığı kuru fasulye 100 gr gelir ve ve 6 gr protein yanında 15 gr da karbonhidrat içerir. 


C. Süt Değişimi: 

Belirtilen miktardaki süt veya yoğurt ortalama olarak 4 gr protein, 6 gr karbonhidrat, 4 gr yağ içerir ve 76 kalorilik enerji sağlar. 

Örnek olarak: 1 su bardağı süt içilmediği zaman onun yerine 1 su bardağı kadar yoğurt yenebilir. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Süt

1 orta boy su bardağı

160

Yoğurt

1 orta boy su bardağı

160




Az Yağlı Süt Değişimi (Light süt) 

4 gr protein, 6 gr karbonhidrat ve 2 gr yağ içerir ve 58 kalorilik enerji sağlar. 

Sütü sütlaç veya muhallebi gibi sütlü tatlılar şeklinde de alabilirsiniz. 

1 porsiyon muhallebi veya 1 porsiyon sütlaç 1 süt + 1 ekmek değişimi şeklinde düşünülmelidir. 


D. Sebze Değişimi: 

Sebzeler içerdikleri kalori miktarına göre 2 gruba ayrılırlar: 1. Grup: Bu grup sebzeler enerji değerleri düşük olduğundan serbestçe yenilebilir. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Domates

1 küçük boy (çiğ)

100

Domates suyu

1 büyük su bardağı (çiğ)

240

Çarliston biber

4 orta boy

100

Yeşil sivri biber

10 orta boy

100

Kıvırcık salata

15 yaprak

100

Salatalık

1 orta boy

100

Kırmızı turp

5 orta boy

100

Maydanoz

1 orta demet

75

Yeşil soğan

3-4 orta boy

75

Kuru soğan

1 orta boy

75

Kereviz

1 küçük boy

100

Kırmızı lahana

1/8 orta boy

100

Lahana

4 çorba kaşığı (pişmiş)

100

Karnıbahar

4 çorba kaşığı (pişmiş)

100

Taze kabak

4 çorba kaşığı (pişmiş)

150

Patlıcan

4 çorba kaşığı (pişmiş)

125

Ispanak

4 çorba kaşığı (pişmiş)

150

Pazı

4 çorba kaşığı (pişmiş)

150

Ebegümeci

4 çorba kaşığı (pişmiş)

150

Bamya

4 çorba kaşığı (pişmiş)

75



2. Grup: Bu grup sebzelerin her birimi 2 gr protein, 7 gr karbonhidrat içerir, yağ içermez ve 36 kalori sağlar. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Havuç

1 orta boy (çiğ)

100

Şalgam

1 orta boy (çiğ)

150

Bezelye

4 çorba kaşığı (pişmiş)

100

Pırasa

5 çorba kasığı (pişmiş)

150

Bakla

4 çorba kasığı (pişmiş)

100

Enginar

1 orta boy (pişmiş)

100

Bal Kabağı

3-4 parça

100




E. Meyve Değişimi: 

Her bir değişim yaklaşık olarak 10 gr karbonhidrat içerir, yağ ve protein içermez ve 40 kalorilik enerji sağlar. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Elma

1 küçük boy

80

Kayısı (taze)

1-2 adet

100

Kayısı (kuru)

1-2 adet

20

Muz

Yarım küçük

50

Çilek

1 su bardağı

150

Kiraz

10-15 adet

75

Hurma

2 adet

15

Greyfurt

Yarım küçük

125

Üzüm

12-20 tane

75

Portakal

1 adet küçük

125

Şeftali

1 adet orta

100

Armut

1 adet küçük

100

Erik

1-2 adet

100

Kuru erik

2 adet

25

Kuru üzüm

2 çorba kaşığı, silme

15

Karpuz

1 dilim

175

Kavun

1 dilim

175

İncir (Taze)

1-2 adet

50

İncir (Kuru)

Yarım adet

15

Yeni dünya

5-6 adet

100

Portakal suyu

1 çay bardağı

100

Elma suyu

1 çay bardağı

100

Mandalina

1 orta boy

100




F. Yağ Değişimi: 

Her bir değişim yaklaşık olarak 5 gr yağ içerir, protein ve karbonhidrat içermez ve 45 kalorilik enerji verir. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Sıvı yağ

1 tatlı kaşığı

5

Katı yağ

1 tatlı kaşığı

5

Zeytin

5 adet

15

Mayonez

2 tatlı kasığı

10

Fındık,fıstık vb.

6 adet

10

Kaymak

1 çorba kaşığı

10




G. Tatlı Değişimi: 

Her bir değişim yaklaşık olarak 5 gr karbonhidrat içerir, protein ve yağ içermez ve 20 kalorilik enerji sağlar. 

Besin

Ölçü

Miktar (gr)

Toz şeker

1 tatlı kaşığı

5

Kesme şeker

Büyüklüğüne göre 2-3 adet

6

Reçel-marmelat

Silme 1 yemek kaşığı

10

Bal

1 tatlı kaşığı

10

Pekmez

Silme 1 yemek kaşığı

10

Akide şekeri

2 adet

10




H. İçecekler: 

Piyasada satılan içecekler alkollü veya alkolsüz olabilir. Alkolsüz içecekler (eğer hastada su kısıtlaması yapılması gerekmiyorsa) rahatlıkla içilebilir. 


Böbrek hastası alkollü içki içebilir mi? 

Alkol fazla miktarda kalori içerir (1 gr alkolde 7 kalori vardır). O nedenle zayıflaması istenen kimseler alkollü içki almamalıdır. 

Alkollü yiyecekler karaciğer için de özellikle çok sakıncalıdır. Böbrek hastalarının önemli bir bölümünde karaciğer problemleri de vardır. O nedenle, rastgele alkollü içki içmemeli ve her hasta bu konuda hekimine danışmalıdır. 



DEĞİŞİM LİSTELERİNİN KULLANILMASI 

Değişim listeleri hastaların günlük yemeklerini düzenlemede çok yararlıdır. Bu sayede her hasta, sadece tarif edilen yiyecekleri yemek zorunda kalmaz, kendi zevkine ve ihtiyacına göre değişik yemek listeleri düzenleyebilir. 

Bu yemek listeleri düzenlenirken, belirli bir besin yerine, aynı türden ve ona eşdeğer miktarda besin elemanlarını içeren bir başka yiyecek listeden seçilir. Böylece alınan protein, yağ, karbonhidrat gibi besin elemanları aynı kaldığı halde değişik yemekler yeme imkanı olur. 

Örnek olarak 40 gram proteinli diyet kullanan bir hasta değişim listelerini kullanarak aşağıda gösterildiği şekilde farklı yemekler hazırlayabilir: 

Önce, 40 gr. protein içeren bir diyet örnek olarak alınır. 

40 GRAM PROTEİNLİ 1500 KALORİLİ DİYET 

Bir Günlük Yiyecekler

Miktar

Ölçü

Süt veya yoğurt

250 gr

2 çay bardağı

Yumurta veya

40 gr

1 adet

beyaz peynir

30 gr

1 kibrit kutusu kadar

Et

60 gr

2 köfte kadar

Ekmek veya ekmek yerine geçen

175 gr

7 ince dilim

Meyve

2 porsiyon

Bkz. meyve değişim listesi

Sebze

2 porsiyon

8 çorba kaşığı

Yağ

20 gr

4 tatlı kaşığı

Bal, reçel veya

85 gr

17 tatlı kaşığı şeker

Akide şekeri

10 gr

2 adet



ÖRNEK YEMEK LİSTESİ 

Sabah

Öğle

İkindi

1 bardak çay (sekerli)
2 tatlı kaşığı tereyağ
3 tatlı kaşığı bal veya reçel
1 adet yumurta
2 ince dilim ekmek

4 çorba kaşığı etsiz sebze yemeği
5 çorba kaşığı pilav
1 ince dilim ekmek

1 bardak çay (şekerli)
1 dilim kek
2 adet akide şekeri

Akşam

Gece

 

1 kase un çorbası
2 köfte kadar et veya
etli sebze yemeği
1 kase ayva kompostosu
1 ince dilim ekmek

1 çay bardağı süt (şekerli)
1 adet elma
1 çay bardağı yoğurt

 



Değişim listelerine bakılacak olursa bir yumurtanın veya bir kibrit kutusu kadar beyaz peynirin veya bir köftenin ya da bir sosisin benzer miktarlarda besin elemanı içerdiği görülür. Böylece, hasta isterse, sabah kahvaltısında yumurta veya peynir yemez; ancak öğle yemeğinde onun yerine fazladan bir adet köfte veya sosis yiyebilir. Yine bu listede bulunan akşam yemeğindeki 2 köfte kadar et yenilmeyebilir; bunun 1 köfte kadarlık miktarı sosis değişimi olarak öğleye alınabilir. Akşam yemeğine de 1 köfte kadar et içeren etli sebze yemeği konabilir. Sonuç olarak liste aşağıdaki sekile dönüşebilir. 

Sabah

Öğle

İkindi

1 çay bardağı süt ( şekerli)
2 tatlı kaşığı kahvaltılık yağ
3 tatlı kaşığı bal veya reçel
2 ince dilim ekmek

2 adet sosis
5 çorba kaşığı pilav
1 çay bardağı yoğurt
1 ince dilim ekmek
veya bu yemek yerine çalışan bir kimse 2 adet sosis içeren bir sandviç ve bir çay bardağı yoğurt yiyebilir.

1 bardak çay (şekersiz)
1 dilim kek
2 adet akide şeker

Akşam

Gece

 

1 kase un çorbası
4 çorba kaşığı kıymalı sebze yemeği
1 kase ayva kompostosu
1 ince dilim ekmek

1 çay bardağı süt (sekerli)
1 porsiyon elma

 


Bu liste de 40 gr. protein ve 1500 kalori içermektedir. 


Bir başka örnek: 

40 gram proteinli ve 1500 kalorili diyet yemeği yemek isteyen hasta, eğer muhallebi istiyorsa şöyle bir değişikliğe gidebilir: 

Kahvaltıda 1 dilim ekmek yemez, çayını şekersiz içer, 3 tatlı kasığı bal veya reçelini 1 tatlı kaşığına indirir. 

Öte yandan, öğle yemeğindeki 1 bardak yoğurdu da yemez ve onun yerine bir bardak süt kullanma imkanı doğar. İkindide içeceği çaya şeker koymaz, akide şekerini yemez, kekini de yemez, tüm bunların eşdeğeri olan toz şeker ve pirinç ununu kullanır. 

Sonuç olarak; kahvaltıda artırdığı şeker ve öğle yemeğinde artırdığı süt ile muhallebisini hazırlar; burada, sabahki 1 dilim ekmeği yemediği için muhallebisini yaparken onun yerine 2 çorba kaşığı pirinç ununu ve ikindide şekersiz içtiği çayın şekerini ve akide şekerinin eşdeğerini de kullanabilmektedir. 

Yine aynı hastanın canı kurubaklagillerden yemek isterse akşam yemeğindeki l adet köfteyi yemez, onun yerine öğle yemeğinde 5 çorba kaşığı kadar kuru fasulye veya nohut ya da mercimek yiyebilir. Akşam yemeğindeki kalan l köfte kadar kıymadan ise, 1 adet etli biber dolması hazırlanarak yenebilir. Böylece değişim listelerindeki besin elemanlarını kullanarak aynı miktarda protein ve kalori içeren başka yemekler hazırlama imkanı doğar ve liste şu hale döner: 

Sabah

Öğle

İkindi

1 bardak çay (şekersiz) 
2 tatlı kaşığı yağ 
1 tatlı kaşığı bal veya reçel 
1 adet yumurta 
1 ince dilim ekmek

5 yemek kaşığı kuru fasulye 
5 yemek kaşığı pirinç pilavı 
1 adet domates 
1 ince dilim ekmek

1 kase muhallebi

Akşam

Gece

 

1 kase un çorbası 
1 adet etli, biber dolma 
1 kase ayva kompostosu 
1 ince dilim ekmek

1 porsiyon elma

 


Bu liste 40 gr protein ve 1500 kalori içermektedir. 

Bu listeyi bir kez daha açıklayalım: 

Sabah kahvaltısı: Çay şekersiz içildi, buradan şeker arttı. 
3 tatlı kaşığı bal veya reçel yerine 1 tatlı kaşığı bal veya reçel yenildi, bunların yerine eşdeğer şeker arttı. Ekmeğin 1 dilimi yenilmedi, bunun yerine eşdeğer olan, 2 çorba kaşığı pirinç unu arttı. Bunlar muhallebi yapılmak üzere saklandı. 

Öğle yemeği: 1 çay bardağı yoğurt yenilmedi, bunun eşdeğeri o an 1 bardak süt muhallebi yapılmak üzere saklandı. 

İkindi: Şekerli çay içilmedi, kek yenilmedi, akide şekeri, eşdeğer şeker ile değiştirildi. Böylece elde edilen besinler ile yapılan muhallebi ikindide yenildi. 

Akşam yemeği: 2 köfte kadar et yenilmedi, 1 köfte kadarına eşdeğer 5 çorba kaşığı kuru fasulye öğle yemeğine alındı, 1 köfte kadar et ile de akşam 1 adet etli biber dolma yapılarak yenildi. 

Aynı prensipleri kullanarak, hastalar kendilerine tarif edilenlerin dışında, pek çok değişik yemek listeleri yapabilirler.

Yemeklerin Hazırlanmasında Dikkat Edilecek Noktalar

Değişik yiyeceklerin besin içerikleri ve bu yiyeceklerin besin değerlerini kaybetmeden hazırlanması hakkında bilgi sahibi olmak çok önemlidir. Çünkü, bazı pişirme ve hazırlama yöntemleri gıdaların besin değerinde kayıplara neden olabilir. 


1. Etlerin Yemek İçin Hazırlanması: 

Etler iyi kaliteli protein kaynağıdır. Bu besinler, protein dışında, B grubu vitaminleri, demir ve çinko bakımından da zengindir. Etler hangi yöntemle hazırlanırsa hazırlansın, hafif veya orta sıcaklıkta uzunca süre pişirilmelidir. Çok yüksek sıcaklık, et proteinlerini katılaştırarak, etin suyunun kaybına ve lezzetinin azalmasına neden olur. Ayrıca, protein ve B 1 vitamininde de bir miktar azalma olur. Ete sıcak su konularak düdüklü tencerede veya fırında pişirilmesi durumunda, bu besin maddesinden en iyi şekilde yararlanılabilinir. Etler buzlukta, yağlı kağıda sarılarak -2°C'de birkaç hafta, -18°C 'de üç ay kadar saklanabilir. Çok miktarda et alınmışsa önce kıyma, daha sonra parça etler tüketilmelidir. 

Proteinden zengin olan bir diğer gıda da yumurtadır. Yumurtayı da, buzdolabında 1 -2 hafta tazeliğini yitirmeden saklamak mümkündür. Yumurta sahanda pişirildiği zaman bir miktar yağ da birlikte alınmış olur. Kalori kısıtlaması yapılan hastalarda bu durum gözönünde tutulmalıdır. Haşlanmış yumurta istenildiği kıvamda pişirilerek yenebilir, sahanda pişirmeye göre daha sağlıklı bir yemek türüdür. 


2. Kurubaklagillerin Yemeğe Hazırlanması: 

Kurubaklagillerin sindirimi zor olduğu için hazırlanması sırasında bazı kurallara dikkat etmek gereklidir. Kırmızı mercimek haricindeki baklagiller oda ısısındaki suda 8-10 saat kadar ıslatılır, sonra beklediği su içerisinde pişirilir; çünkü baklagillerdeki besin unsurları bu suya geçmiştir. Eğer hastada potasyum kısıtlaması isteniyorsa, haşlama suyunun dökülmesi ve pişirme sırasında tekrar sıcak su ilave edilmesi gerekir. Ancak, baklagillerin pişirme suyu atılırsa özellikle B grubu vitaminler ve minerallerde kayıplar artar. Sert sular baklagillerin pişmesini güçleştirir. Pişirmeyi kolaylaştırmak için tencereye eklenen soda, vitamin kaybına da neden olabileceği için kullanılmamalıdır. Baklagillerin kabukları gaz ve şişkinliğe neden olabilir. Kabukların ayıklanması halinde gaz oluşumu da önlenir. 


3. Sebzelerin Yemek için Hazırlanması: 

Sebze ve meyveler vitamin ve minerallerden zengindir. Vitaminler içinde en dayanıksız olanı C vitaminidir. Sebze ve meyveler kesildikten veya soyulduktan sonra C vitamininde hemen kayıplar başlar. Sebzeler pişirileceğinde, ayıklanıp hemen sıcakla temas ettirilirse bu kayıp önlenmiş olur. Yemek piştikten sonra bekletilirse (özellikle de bekletme yerinin ısısı yüksek ise) C vitaminindeki kayıp miktarı artar. Pişirilmiş sebzeler 24 saat buzdolabında bekletildiği zaman C vitamininde ortalama %40-80 arasında kayıp oluştuğu görülmüştür. Yemeğin pişirme suyu atılırsa suda eriyen C vitamini ve B grubu vitaminleriyle, minerallerdeki kayıp oranı da artar. Ancak bu su aynı zamanda yüksek miktarda potasyum da içermektedir. O nedenle potasyumu yüksek olan hastalar yemeklerin suyunu dökmelidirler. 

Sebze ve meyveleri hazırlama ve pişirmede şu noktalara dikkat etmek gerekir: 

A. Köklü olanların kökü alındıktan sonra, diğerleri ise doğrudan doğruya, önce yıkanır sonra doğranır. Doğranan sebze ve meyve bekletilmez. 

Kabuklu sebzelerde vitaminler genellikle kabuğa en yakın yerde olduğu için, çok ince soyulması önem taşır. 

B. Doğranan sebze ve meyveler pişirilirken kaynar suya atılır. Böylece C vitamini kaybı olmaz. Sebze ve meyve hiç bir zaman soğuk suda pişirilmeye başlanmaz. 

C. Sebze ve meyve pişirilirken yeterince su konur, olabildiğince az süre ile pişirilir. Pişme süresinin uzatılması halinde besin kaybı artar. 

D. Sebze pişerken kesinlikle soda eklenmez. 

E. Salataların sirke, limon ve yağı salata servise çıkarken eklenir. 


4. Yağların Yemeklerde Kullanımı: 

Mutfaklarda tereyağı, margarin, zeytinyağı ve diğer bitkisel sıvı yağlar kullanılır. Yağ uzun süre yüksek ısıya maruz kalırsa vücut için zararlı maddeler ortaya çıkar. Bu durum, daha çok, kızartma yaparken yağın aşırı ısınması ile oluşur. Bol yağda kızartmada bu olay daha az görülürse de, kullanılan yağın atılmayıp tekrar ısıtılması halinde oluşan zararlı madde miktarı da artar. Bu nedenle kızartma işlemi bittikten sonra yağın iyice süzülmesi (artık maddelerin süzgeçle temizlenmesi ) ve bu yağın en fazla üç kez kullanılması istenir. Işık ve madeni kaplarda yağlar çabuk bozulur, bu nedenle yağlar, cam şişeler içinde, karanlık (ışık almayan) ve serin yerlerde muhafaza edilmelidir. 

YEMEKLERİN YAPILMASI 

Dengeli bir şekilde beslenebilmek için kişinin değişik besinleri bir arada alması gereklidir. Bazı kimseler belli yemekleri yememekte ısrar ederler, bir başka deyimle yemek seçerler. Bu durum belirli besinlerin eksik alımına yol açar. Eğitim, bazı besin ve yemeklere karşı duyulan olumsuz davranışların zamanla değişmesinde yardımcı olur. Herhangi bir yemeğin sık verilmesi veya aynı lezzetteki yemeklerin biraraya gelmesi, bıkkınlık verebilir. Bunun önlenmesi için yemekler gruplaştırılır ve öğünlerde değişik gruplardaki yemeklere yer verilir. 

Yemekler aşağıdaki şekilde gruplara ayrılır: 

A. Çorbalar, 

B. Et yemekleri (parça et, köfteler, etli dolmalar, etli sebze yemekleri, kurubaklagiller ve yumurtalı yemekler), 

C. Tahıl grubu yemekler (pilav, makarna, börek vb.), 

D. Etsiz taze sebze yemekleri, 

E. Sebze salataları ve püreleri, 

F. Tatlılar. 


Kural olarak yemekler tuzsuz pişirilmeli, daha sonra gerektiği kadar tuz öğünler sırasında ilave edilmelidir. 


A. Çorbalar: 

Yemek listelerinde çorbalar, mide öz sularını harekete getirip iştah açtıkları için ilk sırada yer alır. Çorbalara et suyu veya etsu tabletleri ilave edilmemelidir. Çünkü et suyu, sodyum, potasyum gibi mineraller yönünden zengindir. Eğer çorbanın protein içeriği yükseltilmek isteniyorsa, yoğurt, yumurta ve süt kullanılarak çorba terbiyesi yapılabilir 


B. Et Yemekleri: 

Öğünlerde, çorbalardan sonra genellikle et yemekleri yenir. Hayvandan elde edildiği yere göre, etlerin hem lezzetleri hem de besleyici değerleri çok değişiktir. 

Et seçme aşamasında, böbrek hastaları tarafından, protein içeriğinin düşük, yağ yüzdesi ve enerjisinin yüksek olması nedeniyle, koyun eti sığır etine tercih edilmelidir. Ancak hayvansal kaynaklı yağların çok alınmasının istenmediği durumlarda, tavuğun beyaz eti veya balık eti böbrek hastalarının özellikle seçmesi gereken gıdalardır. Eğer hastada tuz kısıtlaması yapılıyorsa, yemekler tuzsuz yapılmalı ve sonradan üzerine belli miktarda tuz eklenmelidir. 


C. Sebze Yemekleri: 

Sebzeler günlük enerji ve protein gereksinimine çok az katkıda bulunur. Ancak vitamin ve mineraller yönünden zengindir. 

Sebze ve meyvelerin bir başka işlevi de barsak faaliyetlerini düzenlemektir. Bu nedenle günlük besinlerimiz arasında mutlaka bir miktar sebze ve meyve bulunmalıdır. Koyu yeşil renkli sebzeler, vitamin ve mineraller bakımından diğerlerine oranla daha zengindir. Bu sebzeler ayrıca fazla miktarda C vitamini de içerirler. 


Sebzelerdeki vitamin ve mineraller pişirme suyuna geçer ve sebze yemeklerinin suları genellikle, fazla miktarda potasyum içerir. Böbrek hastalarından potasyumu yüksek olanlar, yemeklerin suyunu bu nedenle yememeli veya sebzeleri pişirirken haşlama sularını dökmeli ve daha sonra diğer malzemeler ile muamele etmelidir.

ANLAŞMALI KURUMLAR ve KVKK Dokumanları

SGK, Akbank, Türkiye İş Bankası ve Yapı Kredi Bankası /// KVKK Dokumanları 

 

 

Sosyal Güvenlik Kurumu
Türkiye İş Bankası
Akbankası
Türkiye Yapı ve Kredi Bankası
KVKK Dokumanları

Küçükyalı Diyaliz Merkezi Hakkında

Diyaliz Merkezimiz İstanbul Maltepe İlçesinde 1997 yılında faaliyete geçmiştir. Nefroloji uzmanı Uz. Dr. Hülya Ergin, Dr. Semih Bakır, Dr. Hüsamettin Atik, Dr. Ahmet Kaya ve alanında deneyimli kadromuz ile en son teknolojik cihazlarımızla hastalarımıza hizmet vermekteyiz.

İletişim & Destek

  • Adres      : Girne Mah. Girne Cad. 139/1 34843 Maltepe - İstanbul - TÜRKİYE
  • E- Posta : info@kucukyalidiyaliz.com
  • Telefon   : +90 (216) 366 81 18
  • GSM       : +90 (533) 312 54 29
  • Fax         : +90 (216) 366 35 40
Küçükyali Diyaliz Merkezi adıyla faaliyet gösteren Tokgöz Dializ Hizmetleri Limited Şirketi olarak internet sitesi çerez süreci için Kişisel Verilerin Korunması Kanununa uygul olarak işleyeceğimiz verilerinizle ilgili haklarınızı içeren aydınlatma metnine buradan ulaşabilirsiniz. Çerez Politikası.Kabul Ediyorum